Futbol dehşeti

A -
A +

Ekonomi yazısı için tahsis edilmiş bir köşede futbola ilişkin cümlelerin çok da uygun görünmediğini düşünebilirsiniz. Ama eğer benim gibi futbolu yakından takip eden, bir takıma gönül vermiş, kulüp üyesi olmuş ve futboldan zevk almaya çalışan bir insansanız, fanatizmin ilkellik ve vahşet boyutuna gelmesi size bu yazıyı yazdırabilir. Esasen, haftanın başında yazmayı düşündüğüm yazıyı ancak şimdi yazabiliyorum. Çok iyi bir Beşiktaş taraftarıyım. Maçlara giderim veya evimde seyrederim. Kulüp üyesi olarak kongrelere gider, oyumu kullanırım. Kulübün sadece lisanslı ürünlerini satın alırım. Takımımı severim ve her ortamda desteklerim. Ama Türkiye'de futbol stadlarında hayretle izlediğim gözü dönmüşlüğü, vandallığı ve az gelişmiş insan davranışlarını gördükçe müthiş tepki duyuyorum. Akıllı uslu, sözüne, kişiliğine güvendiğim insanların konu taraftarlık olduğunda kişilik değiştirip mantık dışı birer fanatizm abidesi olduğunu gördüğümde üzülüyorum. Eskiden farklı takım taraftarları birarada iken birbirlerini hafif tertip kızdırır, tatlı sert bir muhabbettir giderdi. Ama şimdiki fanatizm dozunda, böyle bir sohbetin 15 dakikada tartışma ve ağız dalaşına dönmesi işten bile değil. Birçok aklı selim sahibi insanlar, taraftarı oldukları futbol takımı sözkonusu olduğunda şirazeden çıkıyorlar, kutsal bir varlığı savunurmuş gibi kendilerinden geçiyorlar. Hayatlarını neredeyse kulüplerine adıyor, taraftarlığı bir zevk olmaktan çıkarıp bir ödev ve kutsal misyon haline getiriyorlar. Haliyle futbol, kendisine kutsallaştırılmış anlamlar yükleyen bu insanların elinde bir tahrip aracı, bir şiddet unsuru haline geliyor. Rakip takım "insandan bile aşağı düşman güruhu" şeklinde görülünce ne aklı selim kalıyor , ne de mantık. Beşiktaş-Galatasaray derbisinde yaşanan olaylardan, koyu bir Beşktaş taraftarı olarak hicap duydum. Bir kısım yöneticinin "kabadayı" misali meydan okuyucu tavırları ise beni fazlasıyla rahatsız etti. Kötü emsal teşkil etmemeli. Rakip takımın içinde vandallaşmış taraftarlar veya terbiye sınırının dışına çıkan futbolcular olabilir ama, bir yönetici onlara aynı şekil ve üslupla karşılık verdiğinde o da aynı ayardadır bana göre. Umarım bu gözü dönmüş fanatizmin engellenmesi için en sıkı tedbirler alınır, verilecek en ağır cezalar verilir. Yöneticiler de "niye ona ceza vermedi de bize verdi" ilkelliğinden kurtulup kendi taraftarlarını kışkırtmaktan vazgeçerler. Aksi halde futbol, seyrederken hoşlanılan değil, öfkelenilen ve ilkel duygu ve davranışların ortaya çıktığı bir gladyatör dövüşü haline gelecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.