G-20 toplantısı sona erdi. Küresel kriz en zengin sekiz ülkeyi silkeleyince, daha geniş bir temsil sağlayan G-20, dünya ekonomisinin yeni "rota belirleyicisi" oldu. O rotanın detayları ve istikameti de yavaş yavaş ortaya çıkıyor. İskoçya'daki zirvenin belirlediği 7 ilke, mali disiplin ve sürdürülebilir kamu borçlanmasının sağlanması gerektiğini söylüyor ama... Dünyanın krizden paçasını tam olarak kurtaramadığının da farkında G-20... O yüzden de vergi indirimlerini tüketimin canlanması için lüzumlu görüyor. Bir süre daha, biraz gevşek para politikasının faydalı olacağını söylüyor. *** G-20'nin bir diğer iddialı ilkesi de birlikte hareket ve eşgüdüm... Yani canlandırıcı tedbirlerin de, kamu maliyesini düzenleyen tedbirlerin de ortak kararla ve mutabakatla alınması... Tabii, burada gerçekçi olmak lazım. Kağıt üzerinde eşit görünseler de, Amerika, İngiltere, Çin, Almanya karar süreçleri üzerinde daha çok tesirli olacaklardır. Çok da önemli değil bu... Yeter ki kararlar topluca alınsın ve daha önemlisi, uygulansın... *** Esasen, orta vadede, yapısal olarak ekonomileri nasıl reforme etmek gerektiği, denetimin, düzenlemenin, finansal işleyişin nasıl olması gerektiği gibi konularda zihinler hâlâ çok karışık... G-20 ülkelerinin de orta vadeli tedbir ve yapılanmalar hakkında net fikirleri olduğunu zannetmiyorum. Daha çok su kaldırır bu yapısal düzenleme meseleleri... Lakin, kısa vadede yapılması gerekenler konusunda zihinler net görünüyor: - Biraz gevşetilmiş para politikaları; - Vergi indirimleri gibi dolaylı devlet desteklerinin işletilerek tüketimi teşvik etmek; - Finansal sistemin akışkanlığını korumak için likiditeyi daraltmamak. Krizin akut dönemi sona eriyor olabilir. Lakin, tekrar edip etmemesi, G-20'nin hem karar, hem de uygulama performansına bağlı...