Forum İstanbul'un açılışında coşkulu bir konuşma yaptı Başbakan Erdoğan. Türkiye'nin 20 yıllık geleceğinin tartışıldığı bir toplantıda, Türkiye'nin Başbakanı'nın demokrasiye ve kalkınmaya heyecanla vurgu yapması beni çok mutlu etti. 2002 yılında yine Forum İstanbul'da Başbakan olarak Sn. Ecevit'i dinlerken hissettiklerimi buruk bir duyguyla hatırladım. Bu tür toplantılarda insan, fikri bir vahaya girmiş gibi hissediyor kendisini. Bu ülkeye inanan, seven ve sevdiği ülkesine uygar, müreffeh ve özgür bir geleceği layık gören herkesin de aynı şeyi hissettiğine inanıyorum. Oturumları izlerken, ülkemle ilgili umutlandım, "açık ve demokratik toplum" haline dönüşmemiz halinde ne tür güzelliklerin sahibi olacağımızı düşündüm. Türkiye, "kötü yönetimler" yüzünden kendisine -daha doğrusu hepimize- kaybettirilen 12 yılın ardından, Ak Parti Hükümeti ile birlikte yüzünü yeniden geleceğe dönmeye çalışıyor. İktisadi ve sosyal bir dönüşümün kıpırtılarını sergiliyor. Geleceğimizi istiyoruz Forum bitiminde dışarı çıktığımda ise, ülkemin, insanın yaşama sevincini yok eden anlamsız gerginlikleri ile yüz yüze geldim yeniden. Çağdaş, modern bir gelecek hedeflerini dinleyerek "şarj olan" zihinlerimiz, güncel gerginliklerle , "statüko ve değişim" arasındaki mücadele ile -adeta- enerjisini kaybediyor. Forumda dile getirilen, "kalkınmanın yolu demokratik ve özgür toplumdan geçer" gerçeği ile, bugünün Türkiye'si ne kadar çelişiyor. İşte YÖK gerginliği. Bir tarafta yirmi yıl sonrasının vizyonu, diğer tarafta içe dönük paranoyalar içinde çırpınan Türkiye elitleri. Bir tarafta Kopenhag kriterlerini yakalayıp Türkiye'yi AB üyesi modern bir toplum yapma çabası, diğer tarafta bu kriterlerin en önemlisi olan "demokratik hür irade" ye gösterilen keskin direnç. Lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin: Bize karşı şüpheci ve güvensiz yaklaşmakla itham ettiğimiz Avrupa Birliği ve IMF, sadece YÖK gerginliğinin sonuçlarına baktığımızda dahi haklı değiller mi? Not: Forum İstanbul'u düzenleyen Yavuz Canevi ile Şeref Özgencil ve İhlas GYO ile diğer sponsorlar, bu hay huy içinde bizlere iki günlüğüne de olsa geleceğimizi hayal etme fırsatı verdiler. Hepsinin eline sağlık.