Uzlaşma, sağduyu, hukukun üstünlüğü, demokrasinin kurum ve kuralları, kurumlar arası mutabakat... Bu tabirleri son bir haftada, bir ayda, bir yılda on yılda kaç kere işittik. Aynı şeylerin defalarca, biteviye tekrar edilmesi midir önemli olan, yoksa içlerinin dolu olması mı? Türkiye'de bir yüksek tansiyon hâli var ama, bu tansiyona yol açan esas sebep gözden kaçıyor veya kaçırılıyor. Sonra da "suya sabuna dokunmayan" uzlaşı çağrıları, sağduyu bildirileri filan yapılıyor. Önce gerilimin ve "geren tarafın" doğru tarif edilmesi gerekmez mi?. Toplum değişiyor bu ülkede; taşralı orta sınıf zenginleşmek, refahtan daha çok pay almak istiyor. Söz sahibi olmak istiyor. İtiraz edebilmek, talep edebilmek, hesap sorabilmek istiyor. Demokratik bir ülkedeki bireylerin haklarına sahip olmak istiyor. Oysa onlarca yıldır kutsallaştırılan devlet ve hesap sorulamayan bir statüko var bu ülkede. Yönetim erkinin belli bir zümrede oluştuğu, seçilerek gelen iktidarların da o zümre ve statükoya "uyumlu" oldukları oranda "muktedir" olabildiği bir yapı bu. Ama değişen dünya ve gelişen toplum şimdi bu yapıyı zorluyor. Toplumsal gerilim dedikleri bu aslında. Kimin neden gerildiği de aşikâr... *** Avrupa Parlamentosunun Türkiye raportörü "parlamento üçte iki çoğunlukla baş örtüsü serbest kararı veriyor ama bu uygulanmıyor; ben böyle bir ülke görmedim" diyor. Ama böyle bir ülke var işte. Demokrasinin, özgürlüğün, bireysel hakların başına sürekli 'ama'lar, 'ancak'lar koyan, egemenliğin "lafta değil gerçekte" kimin olduğunu tartışan bir ülke burası... *** "Herkes bir adım geri atsın" deniyor, TOBB'un öncülüğünde yapılan "sağduyu" çağrısında. Uzlaşma için bu gerekli imiş! Neden "herkes"? Daha çok özgürlük alanı, daha çok bireysel hak, daha çok demokrasi talep edenler de bir adım geri atmalı mı "uzlaşmak" için? İnançlarının gereğini serbestçe yaşamak isteyenler, fikirlerini "korkmadan" açıklamak isteyenler, siyasette, yönetimde daha çok var olmak isteyenler de geri adım atmalı mı? Uzlaşma bu ülkede "statükonun muhafazası" manasına mı geliyor? Herkesin, hepimizin geri adım atmasını isteyenlerin bu sorulara dar cevapları vardır herhalde...