Görsel zamanlar

A -
A +

"Nasıl görünüyorum?" "Nasıl algılanıyorum?" Modern zaman insanına dayatılan görsel klişeler, birçoklarında bu iki sorunun cevabını her şeyden önemli hale getiriyor maalesef... İmaj, konsept gibi "yaldızlı" tabirler hep zarfı hedefliyor, o zarfın içindeki "mazrufu" değil... Görsel iletişimin tahakkümü altında, sadece görüntü ile ilgilenen nesiller etrafımızda... *** Yaşı müsait olanlar hatırlayacaklardır, giyilen kıyafette veya kullanılan eşyalarda ürünün markasının görünmesi ayıp -daha doğrusu görgüsüzlük-sayılırdı. İnsanlar temiz ve bakımlı giyinmeye gayret ederler ama "marka sergilemekten" titizlikle imtina ederlerdi. Şimdi ise birçok insan yürüyen tabela veya reklam afişi gibi dolaşıyor. Bakın etrafınıza, markaları "nal gibi" yazılı kıyafetlerle üzerlerinde taşıyan ve bundan tuhaf bir gurur duyduğunu zannettiğim yığınla insan göreceksiniz. *** Hava atmak veya eşya ile statü kazanmak belki her dönemde biraz vardı. Ama hiçbir zaman şimdiki kadar gözümüze sokulmamıştı. Ve asla bu kadar sakil, bu kadar yapay olmamıştı. *** Esasen bir sahtelik iklimi bu... Sadece kıyafetle, eşyayla sınırlı olmayan bir gösteriş hali... Davranışlarda, duygu tezahürlerinde de aynı mübalağalı görüntülerle kuşatılmış durumdayız. Dün tanışıp bugün dost veya sevgili olanlar, ancak çok seçici olarak ve itina ile kullanılabilecek sevgi tezahürlerini boca ediveriyorlar birbirlerinin üzerine... Tüm yapaylığı ve sathiliğiyle... Ve o kelimelerin, o sevgi tarifinin de içini boşaltarak... Ne dostluklar dostluk oluyor, ne sevgiler sevgi... Neyse ki hakiki sevgiyi, hakiki dostluğu hâlâ hisseden ve sunabilenler de var... Az ama bir o kadar kıymetli olan da o hisler ve o hislerin sahipleri zaten... Görünene, söylenene değil, deruna bakan ve gören "hakikatli" insanlar... İyi ki de varlar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.