İnsanın ihtiyaçlar piramidini duymuşsunuzdur. Yeme-içme, barınma, sosyal ihtiyaçlar" diye sürer gider. Klasik bilimin veri kabul ettiği birçok bilgi, bilhassa kuantum yaklaşımına dayalı "bulanık mantık=fuzzy logic" yaklaşımlarla tartışılabilir hale geldi. İhtiyaçlar sıralaması da bu minvalde konuşulanlar arasında. İşin teorik kısmı ile sıkmayacağım sizi, merak etmeyin; güven ihtiyacından bahsedeceğim. Güvendiğimiz oranda huzurlu, güvendiğimiz kadar başarılı, güvendiğimiz gibi mutlu olabileceğimizi düşündüm. Öyle ya, parası, gücü, makamı olsa da, insan güvenmek istiyor etrafındakilere, dostlara, kendi yeteneklerine... Bilhassa insanın özne olduğu her yerde bu ihtiyacı daha çok hissetmiyor musunuz? İş hayatında beraber çalıştıklarınıza, amirlerinize, ailede hayatı paylaştıklarınıza, dost meclislerinde kendinizi yakın hissettiklerinize güvenmek, özünüze duyduğunuz emniyet duygusunu o insanlara karşı da hissetmek... Bir ihtiyaç değil mi sizce? Tevekkül İnanç sahibi olan herkesin evvelemirde giderebildiği bir ihtiyaçtır güven. Zira Allah'a güvenmekle ve ona tevekkül etmekle, insani olan bir çok zaaf, uğranılan haksızlık, yaşanılan endişe izale olmakta, ümitler canlı kalmaktadır. Ancak, beşeri bir güven de duyma ihtiyacındadır insanoğlu, yaradılışı gereği. O yüzden herkes, hayatında birebir temasta olduğu insanlara, muhatap olduğu cemiyete, içine girdiği ortama güven duymak ister. Daha doğrusu, hayatla barışabilmek, başarılı olmak ama en önemlisi huzur duyabilmek için ihtiyacı vardır buna. Günümüzün çelişkiler yumağı dünyasına, bir düğüm daha atan bir durumdur bu; insanın iş hayatı da, özel hayat da giderek daha karmaşık bir hal alırken, bu durumla başa çıkabilmek için en çok duyulan güven duygusu ise azalmakta... İtimat etmeyi bir "ön kabul" olarak benimseyenler, bir müddet sonra, etraflarındaki güvensizlik girdabıyla yüzleşiyorlar. Halbuki, insanlara güvenmemeyi değil güvenmeyi, yani menfi yerine müspeti hayatımızın eksenine yerleştirsek, birçok yapay meselenin de çözülüverdiğini, zihnimizin, duygularımızın, algılamalarımızın rahatlayıverdiğini göreceğiz. Bir deneyin isterseniz...