Keyfiyet 1: Cuma günü S&P Türkiye'nin kredi notunu artırıp görünümü pozitif olarak açıkladı. Yani bir not artırımı daha gelebilir önümüzdeki bir yılda... Moody's, Fitch, JCR daha önce artırmışlardı notu... Keyfiyet 2: Türkiye ocak ayında Eurobond piyasasına çıktı ve tek kalemde 2 milyar euro borçlandı. 30 yıl vade ile... Keyfiyet 3: 2010'da dünyada doğrudan yabancı yatırım tutarının 460 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Türkiye'nin alacağı pay ise 11 milyar dolar, analistlere göre... Yani yüzde 2.3... Türkiye'nin geçmiş yıllardaki payının yüzde 1.5'i geçmediğini hatırlayalım. Keyfiyet 4: Türk bankacılık sisteminin 2009 sonuçları açıklandı: Sermaye yeterlilik oranı 20.5... AB ortalaması şu anda 6-7 civarında... Yani Türk bankalarının sermayeleri sağlam olduğu gibi, ekonomiye aktarabilecek kaynakları da var. *** Şimdi son bir aydaki bu 4 keyfiyeti -isteyen olgu da diyebilir- düşünün... Üzerine ekonominin bütünü ve krizdeki konumu hakkındaki kanaatlerinizi ekleyin. Hatta 2009'da -tüm yaygaraya rağmen- hiçbir sıkıntı yaşanmayan iç ve dış borç servisini koyun üzerine... Ve bir kez daha sorun kendinize: Türkiye'ye IMF anlaşması lazım mı? *** "İyi ama 2009'da Avrupa yüzde 2-3 küçülürken Türkiye yüzde 6 daraldı. Bu nasıl oldu o halde?" diyenler olacak. Evet Türkiye birçok gelişmiş ülkeden hızlı daraldı. Zira o ülkeler, çökmesin diye ekonomik sistemlerine yüzmilyarlarca dolar veya euro pompaladılar. Türkiye ise bunu çok az yapabildi; zira böyle bir rezervi yoktu. Şimdi o ülkeler sisteme soktukları canlandırma paralarını nasıl geri çekeceklerini düşünüyorlar. Geçen sene Türkiye'nin yarısı kadar küçülen Yunanistan şimdi can çekişiyor. Türkiye ise not artırımlarını ve bu yıl ne kadar yabancı yatırım geleceğini konuşuyor. IMF muhiblerine ithaf olunur...