Herkesin ağladığı bir ülke umudu kaybeder

Dün, yeni yılın ilk yazısı için iç karartmayan ne yazsam diye düşünürken, TV'de konuşan bir adam dikkatimi çekti. Enerjik bir üslupla "kriz kafalarda, önce kendimize inanalım" diyordu. Sadece laf üreten "kişisel gelişim uzmanlarından" birisi zannedip dudak büktüm. Lakin "TV'deki adam" üretimden, markadan, ihracattan filan söz ediyor, "Avrupa'da günde 100 milyon Euro tekstil ihalesi yapılıyor, biz bunun yüzde birinde bile yokuz" filan diyordu. Kulak verdim. TV'ye çıkıp "krizde nasıl batacağımızı" anlatanların, üzerimize boca ettiği "bedbinlik ve umutsuzluktan farklı" ve "müşahhas" tespitler söyleyen bu adamı dinlemeye başladım. *** "Yeni nesil sanayici"den bahsediyordu "TV'deki adam". Şu notları almışım dinlerken..."Bu kriz global firmaların krizi olabilir, biz onların peşine takılıp krize boyun eğmiyoruz, koyun değil keçi olup kendi patikamızı oluşturuyoruz". "Her krizde devletten kurtarılmayı bekleyen, kendini yenileyemeyen, sermayesini doğru yönetmediği için sıkıntıya düşen ama çözümü devlette arayan sanayici tipi değiliz, olmayacağız". "Dünyada muazzam hacimler, fırsatlar -krizde dahi- var. Bunların birazına ulaşmak dahi bu ülkeyi kalkındırır . Neden ağlaşmak ve devletten çözüm beklemek yerine, kendi kurtarma paketlerimizi oluşturmuyoruz". *** Türkiye, medyanın ve çok bilen(!) ekonomistlerin peşinde "kriz psikolojisinin" göbeğine itildi. Oysa ne batan banka, ne de fonlarda buhar olan on milyarlarca dolar var bu ülkede... Sıkıntımızın kaynağı, dışarıdaki krizin etkilediği ihracat ve finansman imkanlarının daralması... Tabii bir de "tedirgin edilen" tüketicinin azalttığı iç talep... Lakin, "bizim olmayan krizi bizimmiş gibi sahiplenen" kötümser esnafının gazına gelmemeli... Sıkıntılarımız var ama çözüm potansiyeli de bu ülkenin içinde... Buna inanalım. Bu arada, TV'deki adamın ismini de program sonunda öğrendim: Çocuk Markaları Derneği'nin genel koordinatörü Oktay Özdemir. *** Zulüm -2- Dün gece dünya eğlendi, coştu. Gazze'de 1.5 milyon insan aç ve çaresiz ve ölüm korkusu altında yaşarken... Tıpkı Somali'de, Darfur'da, Afganistan'da olduğu gibi... İyi eğlenceler!