Bu ülkenin siyaseti mugalata üzerine döndü yıllarca. İyi laf cambazına "iyi siyasetçi" dendi. (bazı laf cambazlarına da "iyi yönetici" dendiği gibi... Siyasetçinin hitap ettiği seçmen için de sapla samanı ayırdetmek bir hayli güçtü. Kim başarılı, kim doğru, kim atıyor, kim çarpıtıyor anlamak için, bir hayli cehd göstermek gerekirdi. Ortalama idrak seviyesi siyaset için belirleyici unsurdur. Geçmişin kalıplaşmış siyasetinde, klişe repliklerle, "benim işçim, köylüm" diyerek filan durum kurtarılırdı. Ama çok şükür idrak seviyesi yükselen bir ülke burası. Mugalatayı dinliyor, hamasete kulak veriyor ama, halkın ekseriyeti artık neticeye bakıyor. Rakamlarla, gerçeklerle, sonuçlarla ilgileniyor. Şeffaflığa, inanan, gerçekçi olmayı önemseyenlerin sayısı artıyor. Siyasetçi, batı demokrasilerinde olduğu gibi vatandaşının karşısına çıktığında laf salatası değil bilgi sunması gerektiğini anlamaya başladı. İyi bir gelişme... Başbakan'ın bütçe rakamlarını açıkladığı toplantıyı izlerken, bilgiye ve veriye dayalı siyasetin yerleşmeye başladığını düşündüm ve bir kez daha umutlandım. Teyid 2006 gerçekleşmelerine baktığımda "olacak bu iş" dedim. Türkiye, 90'lı yıllarda içine düşürüldüğü ağdan kurtuluyor. Bütçe açığı ilk defa Milli Gelir'in yüzde birinden az seviyede. Tüm zamanların ütopyası olan "denk bütçe" için umutlanmaya yeterli sebep var artık. Faiz Dışı Fazla'daki yüksek performans, Türkiye'nin faiz giderini azaltmayı başardığı takdirde bütçesini denkleştirebileceğinin göstergesi. Geçen yıl 46 milyar YTL faiz ödendi devlet bütçesinden. Faiz 4-5 puan düşük olabilseydi, 2006 ilk denk bütçe yılı olarak tarihe geçebilirdi. 2007 için de aynı durum geçerli olacak. Devlet, ödediği faizi, bütçede öngördüğünün 10 milyar YTL altında tutabilse, yani ortalama faiz 5 puan düşse, alın size denk bütçe. (Merkez Bankasının kulakları çınlasın). 2006 bütçesi, Hükümetin ekonomi politikasının başarılı olduğunu, daha da önemlisi mali disiplinde samimi olduğunu teyid ediyor. Kimse alınmasın. Çok değil 5-6 yıl öncesine kadar bütçe kimsenin dikkate almadığı bir formalite idi. Kamu maliyesi kevgire dönmüş durumdaydı. Bugün ise bütçe rakamlarındaki ufak sapmaları bile kritik ediyoruz. Başarıya başarı demekten kimse imtina etmemeli.