Hükümete rağmen bürokrasi olur mu?

Cevabını YASED Başkanı Şaban Erdikler'in serzenişinde bulmak mümkün: Hükümet yabancı sermaye'ye sahip çıkıyor, ancak uygulama birimleri lakayt. Uygulama birimleri, yani bürokrasi. Hükümet Meclis'ten kanunu çıkarıyor; lakin uygulama için gerekli yönetmelikler çıkmıyor. Çıktı diyelim, bu defa işlemiyor. "Bir başvurunun gelen evrak bölümünden uzmana çıkması iki haftayı buluyor, gecikmenin nedeni ise muamma" diyor Erdikler. Çok da şaşılası bir durum değil aslında. Bir evrakın her santimetrekaresinin imza ile dolması lazımdır. Böyle yürür -daha doğrusu yürümez- işler bu ülkede. "Allah devlet kapısına düşürmesin" sözü boş yere deyim olmamış. Bürokrasi yıllardır "siyasilere rağmen" devleti yönetme iddiasında . İktidarlar niçin seçimle geliyor? Halk, kendini yönetecek kadroları seçebilsin diye, değil mi? Ama iktidara gelen siyasi heyet, yönetim ve uygulama erkini, tayin ettiği memurlarla, bürokrasi ile paylaşmak durumunda kalıyor. Siyasi kadrolar yanlışı ve suiistimali temsil ederken, bürokrasi "devletin menfaatini siyasilerden koruyor (!) Siyasi baskımı ? Bürokrasinin uygulamadaki direncine gösterdiği gerekçe ise "siyasi baskıya karşı savunma refleksi." Eğer bir siyasi heyet seçimle iktidara gelmişse, onların idare üzerindeki tasarruflarına "siyasi baskı" yakıştırması yapılıyorsa, demokrasi ile yönetildiği söylenen bu ülkenin yönetim tanımında bir sorun var demektir. Seçilme sorumluluğunu taşıyan iktidar, idari tasarruf hakkına da sahip olmalıdır doğal olarak. Bürokrasi'nin siyasi iktidarı denetleme, kontrol etme gibi bir lüksü yoktur. Denetleme görevi Meclis'indir. Türkiye ekonomisi, "uygulayan değil direnen", "kabul eden değil şüphelenen" bürokrasinin zararını görüyor. Not: Saygıdeğer Şükrü Kızılot Hoca, Salı günkü yazımda geçen bazı vergi bilgilerini düzelterek göndermek lutfunda bulunmuş. Gelir Vergisi'nin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 18,76, Kurumlar Vergisinin ise yüzde 9,6 ( 2004 bütçe hedefleri). İlk altı ayda Gelir Vergisinin yüzde 87'si stopaj yoluyla toplanmış. Ancak bunun yüzde 93'ü değil, yüzde 40'ı çalışanlardan kesilmiş. Dolaylı-dolaysız vergi dengesizliğini vurgulamakla birlikte rakamları daha güncel olarak sunma imkanı verdiği için Sn.Kızılot'a teşekkür ederim.