Hükümetin Kıbrıs sergüzeşti

A -
A +

Aralık'ta sonucu merakla beklenen seçimler var Kıbrıs'ta. Piyasada dahi en fazla konuşulan mevzulardan bir tanesi. Neden? Çünkü seçim sonucunun, KKTC'nin Rumlarla Annan planı çerçevesinde masaya oturup oturmayacağını belirleyeceği düşünülüyor. Plan, uluslararası kabul görebilecek bir uzlaşmanın platformunu teşkil ediyor zira. KKTC seçiminde kim doğru, kim haklı tartışmasına girecek değilim. Ama gerçekçi olmamız lazım. Avrupa Birliği sürecinde siyasi kriter, ekonomik kriter diye boğuşurken, bizim "sonra hallederiz" dediğimiz, AB Konseyinin ise "şimdi çözün" diye direttiği Kıbrıs meselesi boğazımıza ham armut gibi oturdu. Türk tarafının "Annan Planı"nı reddetmesi, AB'nin Güney Kıbrıs'ı Mayısta tam üyeliğe alacağını açıklaması, bizim beyhude itirazlarımız sonrasında, zaten otuz yıldır sorunlar yumağı haline gelmiş Kıbrıs bir kez daha düğümlendi. Milliyetçi söylemler, tabulaştırılan kavramlar, bitmeyen "stratejik öncelikler" konunun sağlıklı tartışılmasına en büyük engel. Oysa, Yunanistan ile AB ve NATO'da aynı platformlarda iken, Güney Kıbrıs altı ay sonra AB'ye üye oluyorsa Kıbrıs "mevcut haliyle" Türkiye için "stratejik önem" değil, olsa olsa "stratejik engel" teşkil eder. Eğer Avrupa Birliği üyeliği bu ülkenin stratejik önceliği ise (ve devleti "yönetenler" bunda samimi iseler) çözümsüz bir Kıbrıs bu önceliği sağlamayı kolaylaştırmamaktadır. Hükümet, üç bakanıyla adaya gidiyor. 160 milyon dolarlık bir yatırım paketi vaadini de yanlarında götürüyorlar. Yani "seçim yatırımı" Kıbrıs için. Böylece KKTC'ye Türkiye'nin güçlü desteğini gösterecekler. Türkiye, "otuz yıldır halledemediği" ekonomik meselelerini halletme sözünü götürüyor Kıbrıs'a. Ak Parti hükümeti, iktidara geldiğinde Kıbrıs konusunda da yıllardır süren statükonun ve onun (artık baygınlık veren) söyleminin dışında, çözümü vadeden şeyler söylemişti. Bu sefer şu müzmin mesele hallolacak inşallah diye düşünmüştük. Ama sonra ne olduysa, hükümet sihirli değnek dokunmuş gibi karar değiştirdi ve "Kıbrıs statükosunun" yılmaz savunucusu oldu. Halbuki Başbakan sorunlara pragmatik çözümler önerebiliyor; AB üyeliğinin ülkeye faydasının farkındalar. Uğraşıyorlar da. Kıbrıs'ın mevcut halde devamının ne Türkiye'ye ne de adalılara bir faydası olmadığını görüyorlardır herhalde. Açıkçası bu meselenin çözümünde hükümetin radikal değişiminin esbabını da cidden merak ediyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.