Hybrid Stand-By

Bu da ne ola ki" diyorsunuz herhalde. İzafi bir kavram; ben uydurdum. Konumuz yine "IMF ile bundan sonra ne olacak?" Biliyorum, artık sıkıldınız bu konudan. Ama ekonomi yazıları genelde çok eğlenceli değildir ve siz de bir ekonomi yazısı okumaya karar verdiğinize göre bunu göze almışsınız demektir. Ekonomi aktörlerinin "algı düzeylerini" maksimuma çıkardıkları iki konu var. Birisi AB , diğeri IMF ile ilişkilerin geleceği. Birincisinden son günlerde umutlandırıcı sinyaller geliyor, bozulan moraller biraz düzeliyor. IMF tarafında da kötü giden bir durum yok. Lakin, 2005'ten sonrası için Devlet Bakanı Babacan "bilmece gibi" konuştukça, piyasada gönüller "şen" olamıyor bir türlü. Bir tarafta IMF'ye ödenecek borç, diğer tarafta iyiye giden ama hâlâ "kırılgan" ekonomi. Dolayısıyla Fon ile münasebetin tarifi bir hayli önemli. Hükümet, yürürlüktekine benzer bir anlaşmaya çok istekli değil. Gözden geçirme ve kriterlerle elleri kolları bağlı hissediyor kendisini. "Program sonrası izleme" veya "ihtiyari stand-by" türü bir anlaşma peşinde; kendisini "daha bir iktidar gibi" hissetmek istiyor. Anlaşmalar üç yıllık yapıldığına göre de, 2007'de yapılacak seçimlere IMF gözetiminde girmek istemiyor. Ekonomi aktörleri ise, şimdiki sürecin devamını, mali disiplin ve borç ertelemesi açısından elzem görüyorlar. Ortaya karışık Karar süreci uzadıkça belirsizlik artıyor. Bu köşenin okuyucuları, piyasanın en sevmediği şeylerin başında "belirsizlik" geldiğini bilirler. Hükümet acele etmiyor gibi ama, nasıl olsa bir karar verileceğine ve karara zemin oluşturacak veriler bugünden yarına değişmeyeceğine göre, süreci fazla uzatmasının anlamı yok. Benim aklıma şöyle bir çözüm ihtimali geliyor : Hükümet yapacağı anlaşma ile, 2006 yılının ortalarına kadar ( 18 ay ) kredili bir stand-by ile devam edip, sonraki 18 ayda ise "izleme" tarzı bir süreç isteyebilir. Böylelikle, seçim dönemine "IMF gölgesi" olmaksızın girmiş olur. Bu yöntem, IMF'nin standart tip anlaşmalarının iki veya üçünün karışımı olabilir. IMF'nin iç prosedürü buna imkan veriyor mu bilmiyorum ama, böyle bir anlaşma için aklıma "hybrid stand-by" tanımı geldi. Tarımda, farklı tohumların genlerinden elde edilen hybrid ürünler gibi. ......... Hybrid (ing.): melez