İhtiyat ve evham

A -
A +

Ekonomi esnafı olarak tartışmaya bayıldığımız mevzulardan birisi de Merkez Bankası'nın kararları ve uygulamaları oluyor. Enflasyon yüzde 70'lerden yüzde 7'lere gelirken, reel faizler çeyrek asır sonra tek haneli rakamlara düşerken bizler hep MB ve onun başkanı Serdengeçti'yi tartıştık. Hükümetin işbaşına geldiği ilk ayları hatırlayın; Serdengeçti'nin bir vatana ihanetle suçlanmadığı kalmıştı. İhracatçı birlikleri, ilgili bakanlar filan kura baskı yaptığı gerekçesiyle MB'yi yerden yere vuruyorlardı. Oysa Türkiye 2001'de duvara tosladıktan sonra kur çıpasını çözmüş, faiz çıpasına sarılmıştı. Yani kur dalgalanmaya bırakılmıştı; arz ve talep kurun fiyatını belirliyordu. MB sadece miktar yönünden müdahale ediyordu dövize; teknik tabirle para piyasasını "sterilize" ediyordu. Ama yıllarca öngörülebilir kur sisteminde mal satmaya alışmış ihracatçı da ithalatçı da hop oturup hop kalkıyordu. Kur riskini azaltmaya yönelik "hedging" yöntemlerine de aşina değildik. O halde döviz kurunun düşüşünü engellemeyen Merkez Bankası için "vur abalıya" idi. ? Bugün... MB ise hep aynı şeyi söyledi: "Bizim görevimiz fiyat istikrarını sağlamaktır (yani enflasyonu düşürmek). Döviz kurunun hareketleri bizi bağlamaz". Yani dövizden zarar edenlere "bizden medet ummayın" diyordu Merkez. Ve doğru diyordu. Türkiye'ye külliyetli miktarda döviz giriyordu ve arz arttığı için de kur aşağı gidiyordu. Lakin itiraz edenler cephesi, MB'nin enflasyonu düşürmek için faizi olması gerekenden yüksek tuttuğunu, böyle olunca da yüksek reel getiriye gelen sıcak paradan dolayı döviz fiyatlarının çok düştüğünü söylüyorlardı.Bugün de söylüyorlar. Serdengeçti'nin faiz konusundaki ihtiyatının artık evham haline geldiğini, faizlerin daha hızlı düşürülmesi gerektiğini söylüyorlar. Peki bugün ne var elimizde? Hayal edemediğimiz seviyelere düşen bir enflasyon,büyümeye devam eden bir ülke,biraz yüksek bir reel faiz ve dalgalanmaktan ziyade sürünen bir döviz kuru var. Hükümet yola çıkarken enflasyonu düşürmeyi,büyüme hızını artırmayı ve borçlanma maliyetini aşağıya çekmeyi hedeflemişti, değil mi ? Bugün vardığımız noktada her üç amaca da ulaşılmış görünüyor. O halde "hüküm neticeye göre verilir" demek ve MB Başkanı'nı bu düstura göre kritik etmek daha doğru olmaz mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.