Başbakan Erdoğan 'dindar gençlik yetiştirmek istiyoruz' dedi, patırtı koptu. Patırtı çıkaranlar ne diyorlar? 'Biz tek tip insan istemiyoruz!' Ne güzel! Zannedersin ki bu ülkede tevhdi-i tedrisat yok, eğitim sistemi farklı düşünebilen, özgür beyinler yetiştiriyor. Yahu on yıllardır 'Atatürkçü gençlik yetiştirme hedefi' yok mu devletin? Kanunlarda, hatta anayasada yazan bir hedef değil mi bu? Bu maksatla çocuklara ilkokul birden üniversiteye kadar 'resmî ideoloji' ezberletilmiyor mu? 'Kalıp sorulara basmakalıp cevaplar' belletilmiyor mu? İdeolojik dogmalara eleştiri getirenlere o eğitimin ürettiği 'tek tip' gençlerden 'tek tip' küfür ve hakaret yağmıyor mu? Buna da Kemalist gençliğin tepkisi diye alkış tutulmuyor mu? Başka ne diyor patırtı çıkaranlar? 'Biz çocuğumuzu istediğimiz gibi yetiştirmek isteriz.' Bir romantik yazar 'ben muhafazakâr değilim, çocuğum da muhafazakâr olmayacak' diyor. Tamam da, bu ülkede 5 yıl öncesine kadar çocuğuna Kur'an-ı kerim öğretmek isteyenler, bunu serbestçe yapabiliyorlar mıydı? İHL'lerin üzerine müesses nizam heyula gibi çökerken neredeydiniz? 'Ben çocuğumun ideolojik formasyona girmesini istemiyorum' diyebilirler miydi ebeveynler? 'Çocuğum andımızı okumasın, ulusalcı metinleri ezberlemesin' deselerdi, neler gelirdi başlarına? Milyonlarca çocuk 'ailesinin yaşam tarzı ile okuldaki ideolojik eğitimin dayattığı yaşam tarzı arasında sıkışıp kalırken neredeydiniz? 'Devlet dindar nesil yetiştiremez!' Peki 'devlet Atatürkçü nesil de yetiştirmemeli' diyebiliyor musunuz? Aslında 'devlet vatandaşının çocuğuna hangi eğitimi vereceğine karışmamalı' diyebiliyor musunuz? Resmî ideoloji genç dimağlara onlarca yıldır eğitim diye zerkedilecek; Tevhid-i Tedrisat eğitim sisteminin ortasında duvar gibi duracak. Yüksek Öğretim Kanunu üniversitelere 'Atatürk milliyetçiliğine bağlı öğrenciler yetiştirme' görevini verecek. Siz bunlara ses çıkarmayacak, hatta onaylayacak, benimseyeceksiniz. Sonra, Başbakan Erdoğan'ın siyasi bir temenni veya vaat olarak söylenen 'dindar nesil' sözüne 'özgürlükler adına' karşı çıkacaksınız! Biraz dürüst olun lütfen... Ey muhalefet, geldiysen... Başbakan 'gelsen ne olur gelmesen ne olur' dedi ya... Kemal Kılıçdaroğlu Paul Auster'e mektup yazıp Türkiye'ye davet etmiş. Bırakın Auster'in kozmetik insan hakları savunuculuğunu, kitaplarını satma oportünizmini filan... Sırf Başbakan posta koydu diye bir yazarı davet etmek nasıl bir muhalefettir? Bu akılları CHP Genel Başkanı'na kim veriyor bilmiyorum ama, iletişim dökülüyor. Ateş İlyas Başsoy'un kulakları çınlasın. Kendisi 'AKP neden kazanır, CHP neden kaybeder' kitabını yazdığı için 'cemaatçi' olarak yaftalanmış bir sosyalist olarak siyasi tarihe geçmiştir. CHP'nin bu kafayla nereye gideceğini kitabın ortasından anlattığı kitabını da bu vesileyle tavsiye edeyim.