İki istinat noktası

A -
A +

Ülkenin ekonomik gidişatı dört yıldır iyi. Yani yapısal ve mali doğrular yanlışlardan, artılar eksilerden fazla. En önemlisi de, Türkiye'ye uzun vadeli bakış açısı, hiç olmadığı kadar müspet. Türkiye küresel yatırımcı tarafından geleceği parlak ülke -promising country- olarak algılanıyor. Makro verilerde ve mali taraftaki iyileşme, tabii ki icranın, yani hükümetin akıllı ve kararlı uygulamalarıyla sağlandı. Onlar bütçeye sahip çıkmasalar, enflasyonla mücadeleyi popülizmin önüne koymasalar bugünkü mali tablo da hayal olurdu. Uzun vadeli perspektifte ise Türkiye'ye güven duyulmasının, yani ekonominin geleceğinin de "yatırım yapılabilir" görülmesinin temelinde iki ana unsur var: Avrupa Birliği üyelik süreci ve IMF ile var olan stand-by anlaşması. Bu iki unsur, parasal olmaktan ziyade itibari katma değer sağlamakta. Bugün Türkiye'nin gelecekteki potansiyelinden, iktisadi gücünden bahsediliyor. Oysa aynı potansiyel, fırsat bundan 5 sene önce de vardı. Ama o günlerde Türkiye, bırakın gelecek vaadetmeyi, biran evvel terkedilmesi gereken riskli bir ülkeydi birçok yatırımcı için. Paradigmayı değiştiren, AK Parti'nin hiç beklenmedik biçimde IMF ile yürütülen programa dört elle sarılması ve uygulaması ile, AB üyeliği yolunda göz kamaştırıcı adımlar atması oldu. Sebat IMF de AB de birer istinat noktası. Rasyonel davranıp kabul etmemiz lazım. "Kahrolsun AB, defol IMF" diye bağırmak nefsimizi, gururumuzu okşar belki ama, ekonomik süreç akılcılık gerektirir. Hükümetin, seçim döneminin de etkisiyle, her iki istinat noktasından vazgeçer bir görüntü vermeyeceğini de ümit etmeliyiz. Türkiye'nin sermaye fakiri bir ülke olduğunu ve üreterek büyümek için de yabancı doğrudan yatırıma ihtiyaç duyduğumuz bir vakıa. Bu yatırımcılar 10-15 yıllık vizyonla bu ülkeye gelirken, IMF'yi de AB'yi de istikrarlı bir gidişatın sigortası olarak görüyorlar. Türkiye'nin imaj profili yükseliyor. Yükselen profilin aslında hepimizin geleceğini daha yaşanılır ve aydınlık kıldığını farketmeliyiz. Dolayısıyla istinatları zayıflatmak yerine daha da kuvvetlendirmek hepimizin yararınadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.