İkilem mi fırsat mı?

A -
A +

"Enflasyonu aşağıya çekmek istiyorsan, büyümeyi frenleyeceksin!" Ekonominin genel kabullerinden birisidir. Hatta rahmetli Özal bu kabulü tersinden okuyup "büyümek için biraz enflasyona göz yumacağız" derdi. Ancak ekonominin küreselleşmesi, sermayenin sınırlarının kalkması ve ülkeler arası mal ticaretinin artmasıyla "enflasyonla mücadele için büyümeden vazgeç" modeli değişmeye başladı. Türkiye son dört yılda bunun iyi bir örneği oldu. Tarihinde ilk defa 4 yıl üstüste, hem de göz alıcı rakamlarla büyürken, enflasyonunu da tarihinin en düşük seviyesine indirebildi. Yani hızla büyürken, iç talepteki canlanmaya rağmen fiyat istikrarını "kısmen" kontrol altına aldı. Ancak, "Türkiye modeli"nin iki temel parametresini iyi anlamak gerekiyor. Birincisi, Türkiye, ihracatta gerçek bir patlama yapıp rakamlarını ikiye katladı. Yani büyümenin getirdiği ekonomik ısınmanın önemli bir kısmı ihracata gitti . İkincisi ise, ertelenmiş tüketim isteğinin sonucunda yaşanan iç talep patlaması, üretici rekabeti sayesinde fiyatlara bire bir yansımadı. > Tek hane Bakan Abdullatif Şener, ikinci çeyrek rakamlarını yorumlarken sene sonunda % 6 büyümenin yakalanabileceğini söyledi. İyimser bir tahmin olmakla birlikte, 4-4.5 aralığındaki beklentileri yukarıya doğru revize etmek gerektiği de açık. Türkiye enflasyonda "tek hane" hedefi için faizleri yükseltip iç talebi kısmayı amaçlıyor. Kısmen de başarılı oluyor. İhracattaki "göz alıcı" performans ise büyümenin motoru olmaya devam ediyor. Üstelik, ülkenin gerçek ihtiyacı olan "doğrudan yabancı yatırım" artan biçimde geliyor. Yıl sonu hedefi olan 17 milyar dolar, Türkiye'nin gelecekteki üretim ivmesinin de artacağını gösteriyor. Geçmişte büyüme genellikle devlet eliyle olurdu, yani hormonluydu. Bu hormonlu büyüme de bütçe açığı olarak bize geri dönerdi. Şimdi ise ekonomi büyürken bütçe açığı küçülüyor. Sene sonunda açığın GSMH'ya oranı % 1.6 bekleniyor. Bu yakın geçmişte hayal bile edilemeyecek bir seviye.. Ekonomi, bazen yalpalasa da, ana trend olarak olumlu seyrediyor. Yabancı yatırımcı da bu yüzden eşik aşındırıyor. Bütçe açığı azalan, enflasyonu düşen, büyümesi canlı bir ülkeye yatırım yapmayı kim istemez ki?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.