Dün İmarbank ödeme planı hakkında yazdıktan sonra, gerek gelen e-mailler, gerekse açıklamanın içeriğinden sonra, konu üzerinde bir iki kalem oynatmak ihtiyacı hissettim. Öncelikle, Devlet Bakanı A. Şener'in, ödemelerin gerçek mevduat sahiplerine yapılacağını söylerken, "gerçek" kelimesine yaptığı kuvvetli vurgunun dikkatimi çektiğini söylemeliyim. Bakan, 378.000 hesap sahibi olduğunu belirtti. Ancak, mevduatının onda dokuzunun kayıtdışında olduğu söylenen bir bankada, hangi hesapların gerçek olduğu nasıl anlaşılabilir diye bir soru akla geliyor. Öyle ya, BDDK'nın elindeki tek belge veya kayıt, insanların ellerindeki hesap cüzdanları. Oysa, hesap cüzdanları hem kanunen delil teşkil etmez, yani ispat vasıtası değildir, hem de sahte olup olmadığı önceden bilinemez. O halde, bu 378.000 hesap içinde, "gerçek olmayan" hesap sahipleri de olabilir. Bakanın, konuşmanın birçok yerinde "gerçek hesap sahipleri" vurgusu yapması, aksi yönden düşünürsek, "gerçek olmayan" hesapların da varlığı konusunda bize ipuçları veriyor. Devletin Hazinesi milyarlarca doları nahak yere üstlenmek zorunda kalmışken, bir de sahte hesaplara para ödemek zorunda kalırsa, zaten yeterince incinmiş olan kamu vicdanında ciddi rahatsızlık doğar. Kaynaksız kaynak Piyasa'nın aklına takılan en önemli konu, bu devasa ödemenin kaynağını devletin nasıl bulacağı idi. Faize 60 katrilyon TL ödeyecek ve açığı 45 katrilyon TL olan 2004 bütçesinde adım atacak yer olmadığı aşikar. Nitekim Bakan Şener de, bütçe ve Hazine kaynaklarına başvurulmayacağını, 1 katrilyon TL'nin TMSF'nin hazır değerlerinden ( nakit ve hazine bonosu) karşılanacağını, bakiyesi için de TCMB'den avans çekileceğini söyledi. Avans'ın da esasen bir borç olduğunu ve nihayetinde Hazine'nin ek borçlanma yapıp, bu avansın kapatılması için TMSF'ye kaynak aktarmak zorunda kalabileceğini dün anlatmıştım. Ancak, TMSF'nin elindeki 400 trilyon TL'lik hazine bonosunun da bu ödemede kullanılması için, bu kağıtların ikincil piyasada satılması gerekir. Doğal olarak, böyle bir satış işlemi de ikinci el bono faizleri üzerinde bir miktar yükseliş baskısı yapabilir. İmar Bankası, kamu otoritesi aksini söylese de, devletin borçlanması ve dolayısıyla ekonomisi üzerinde negatif tesir icra edecektir. Umalım ki etki sınırlı ve kontrol edilebilir düzeyde kalsın.