İşsizlik bir mesele, peki adil istihdam?

A -
A +

Krizin bir faydası olduysa, o da işsizlik gibi bir hayati meseleyi ekonominin birinci gündemi hâline getirmesi oldu. Halbuki dün de, 5 yıl önce de, 15 yıl önce de sorun idi işsizlik... Aslında "Türkiye'de istihdam sorunu" demek lazım... Sadece iş üretmekle bitmiyor mesele... Meslek sahibi insan da yetiştirmek gerekiyor. O da yetmiyor, istihdamın homojen ve adil dağılması, ücretlerin asgari geçim standartlarını karşılaması gerekiyor. Yani çok boyutlu bir mesele... *** Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi, istihdam sorununa derinlik kazandıran bir çalıştay düzenledi. İşsizliğin çözümünü "her işletme bir işçi alsın"ın ötesine taşıyacak fikir ve öneriler tartışıldı çalıştayda... Dekan Prof. Fehim Üçışık'ın bir tespiti sarsıcı idi: "25 yılda istihdam 1, 2 milyon kişi, yani yüzde 10 arttı; oysa aynı sürede nüfus yüzde 50 arttı" dedi Prof. Üçışık... Yani 25 yılda ülke nüfus üretmiş ama istihdam üretmemiş. Bu çarpıcı tablonun arkasında kayıtdışı istihdam olabilir, "çalışan emekli" olabilir, "çocuk işçi" olabilir. Arka planda sebep ne olursa olsun, resmî istatistik, yeni iş üretilmediğini söylüyor. *** Prof. Fehim Üçışık, yaşı 6-17 arasındaki 1 milyon çocuğun bir işte çalıştığını söylüyor. Oysa bu çocuklar okulda, parkta, yani çocuk veya ergen olmanın gerektirdiği yerlerde olsalar, bir milyon yetişkine istihdam sahası açılacak. Hakeza çalışan emeklilerde de benzer bir tablo var. Geçinebileceği aylığı alamayan emekli, çalışmak zorunda kalıyor. Oysa yeterli aylık verilebilse emekli çalışmayacak ve bir işsize istihdam alanı açılacak. İşsizliği tartışırken, çözümü sadece işsiz sayısını azaltmak üzerine kurmamak lazım... İstihdam çok boyutlu bir mesele... Eğer soruna yapısal diyorsak, çözümler de yapısal olmalı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.