İstanbul.. yine cazip... hep cazip

"Tarihi binlerce yıl önceye dayanan kaç şehir var ki dünyada?" Bu cümle, bir Hollandalıya ait... Dün ULI ve Price Waterhouse Coopers'un düzenlediği bir toplantıda dinledim bu cümleyi... PWC ve ULI'nin yayınladığı Avrupa gayrimenkul pazarındaki gelişen trendler (*) raporu da dinledim dün... Küresel krizden ciddi darbe yiyen gayrimenkul sektörünün yön bulmaya çalıştığını gösteren birçok veri var raporda... Özellikle mortgage (ipotek kredisi) sistemi ciddi anlamda hırpalanmış vaziyette... Üstelik sadece finansal olarak değil, itibari olarak... *** Lakin diğer tarafta da, büyüyen ve kentlileşen bir nüfus gerçeği var. Ve yeniden büyümeye geçmesi beklenen ekonomiler... Bugünlerde tatsız olan gayrimenkul işinin tekrar canlanmasını beklemek fazla iyimserlik olmaz kısacası... Tabii ki, kriz öncesindeki finansal cambazlıklar olmayacak; ipotek bonoları üzerinden irrasyonel kazançlar sağlanmayacak. Ama, doğru yapılmış gayrimenkul yatırımın her zaman makul ve güvenli bir kazanç kaynağı olacağını söylemek için çok da uzman olmaya gerek yok. *** PWC ve ULI'nin raporunda şehirler de 3 kritere göre değerlendiriliyor. İstanbul, kentsel gelişim potansiyeli bakımından 40'a yakın şehir arasında birinci... Mülk edinme konusunda da beşinci... En ilginci de, İstanbul'un, gayrimenkul çeşidi bakımından en çok "otel" yatırımında cazip görülmesi... Göç ile örselenmesine, öldürücü trafiğine, kalabalığına, estetikten nasiplenmemiş müteahhitlerine rağmen, İstanbul yine İstanbul... Cazip, egzotik ve ihtişamlı... ...... (*): Emerging Trends in Real Estate Europe 2010 Urban Land Institute-Price Waterhouse Coopers