Kademeli defans-sarkık libero

A -
A +

Toplumun, aslında "öteki"nin merkezden ve refahtan daha çok pay talep etmesiyle başladı velvele... Bugüne kadar gül gibi gidiyordu işler. Herkes yerini, "haddini" biliyordu. Ankara'nın kudretli bürokratik eliti yaşam alanlarımızı, devletin önceliklerini belirliyor, söylem ve sloganları "belletiyor"du. Birey değil halk vardı, halk da zaten teb'a kıvamındaydı. Ülke sorunlarına, geri kalmışlığımızın sebeplerine, dünyanın gittiği yöne, özgürlüklerin genişlemesine kafa yormazdı "halk". Zira "devletimiz daha iyisini bilir"di. Yasalar, kararlar, düzenlemeler de devletin -aslında bürokratik ve siyasi elitin- önceliklerine göre yapılırdı, dünyanın, hayatın ve bireyin gerekliliklerine göre değil... Devlet her şeyi elinde tutmalıydı; hava ulaşımını, hastaneleri, çimento üretimini, sigara üretimini, haberleşmeyi, buğday alımını... Tutuyordu da... Dönüş-me Sonra Özal geldi. Transformasyon dedi. Üç temel hürriyet dedi. Özel teşebbüs dedi. "Kendinize güvenin" dedi. "Hizmet eden devlet" dedi. Ve halk talep etmeyi öğrendi. Elitin kendine çizdiği sınırların dışında da bir hayat olduğunu fark etti. Yönetime katılabileceğini gördü. "Çevre" "Merkez"e doğru hareketlendi. 90'lı yıllar bu toplumsal dönüşümün hızını kesse de, "ötekiler" daha çok yaşam alanı ve pay talep etmeye devam ettiler. Bugün elit sınıfta yaşanan travmatik kasılmanın esas sebebi bu. Üretmeyi, tüketmeyi ve birey olmayı öğrenen halk, "düşman, korku, birlik-beraberlik" paradigmasına itiraz ediyor artık; korkutulmak değil, geleceğe umutla bakmak istiyor. Statüko ise bu "dönüşüm" talebine karşı katı bir defans uyguluyor. Top defanstan sekince diğer kademe devreye giriyor. Lakin dönüşüm, gelişim belki yavaş ama kaçınılmaz biçimde ilerliyor. Libero mu? Onu da sizin muhayyilenize bırakıyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.