Kafa karışıklığı

A -
A +

Türkiye gelişmekte olan piyasalarda en yüksek risk primini ödeyen ülke. % 21 faiz ve % 5 beklenen enflasyon, % 15'e yakın reel faiz demek. ABD faizlerini de hesaba katarsak, nerdeyse yüzde 10 risk primi ödüyor devlet. Kime? Hazine'ye borç veren, yani bono veya tahvil alan herkese. Türkiye'nin uzun vadeli geleceğinin parlak olduğunda herkes hemfikir. Doğrudan yabancı sermaye, uzun vadedeki güven duygusuyla geliyor . Zira Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerine başlaması ile, o güne kadar Türkiye'ye bir yıldan uzun bakmayan yatırımcılar, 10-15 yıllık perspektifte bakmaya başladılar. Yani Türkiye algısını temelde değiştiren, AB üyelik süreci oldu. Gelin görün ki, uzun vadede herkesin öve öve bitiremediği Türkiye, kısa vadede dünyanın en yüksek risk primini ödeyen ülke durumunda. Enteresan olan ise, kısa vadedeki tereddütlü bakış ile uzun vadedeki ümitvar bakışın tetikleyici unsuru aynı : Avrupa Birliği süreci. Nasıl oluyor demeyin, ben de anlamakta zorlanıyorum ama böyle. Bıçak sırtı Koskoca bir müzakere süreci geldi Kıbrıs konusuna dayandı. Ve kurallar, prensipler manzumesi olarak bildiğimiz AB, -neredeyse kendini inkar edercesine- verdiği sözleri unutup, "limanları açın" diye tutturdu. Üstelik, kendi sözünü "siyasi karar", Türkiye'nin imzaladığı protokolü "hukuki karar" diye tanımlayarak, verdiği sözden caymaya da kılıf hazırladı. 15 Aralık'ta zirve var ve o tarihe kadar bu mevzunun bir hal yoluna girmesi lazım. Ama Brüksel'den gelen açıklamalar, bırakın sorunu hale yola koymayı, kafaları daha beter karıştırıyor. Diplomasi kelimelerle dansetme sanatıdır. AB ise laf oyunları ile zihinleri bulandırıyor. Üyelik süreci ve beraberindeki reformlar, Türkiye'nin aydınlık geleceğini şekillendirecek atılımlardır. Dolayısıyla, demokratik, müreffeh ve özgür bir Türkiye hedefinden tabii ki caymamalıyız. Lakin AB'nin, siyasi ve bir o kadar da kronik bir mesele olan Kıbrıs'ı, -zımnen de olsa- bir şart gibi burnumuza dayaması kimsenin işini kolaylaştırmıyor. AB muarızlarının ve statüko savunucularının ekmeğine yağ sürmekten başka...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.