Kalabalığın esir aldığı şehir

A -
A +

Türkiye'nin malı da, şirketi de projesi de para etmeye başladı artık. Zira ülke yavaş yavaş bir cazibe merkezi haline geldikçe, talep odaklı olarak değeri de yükseliyor. Türkiye'nin sahip olduğu en değerli varlıklardan birisi, hatta birincisi İstanbul'dur desem, bana katılır mısınız? İstanbul, manevi kıymetinin, sembolik manasının ötesinde, her bakımdan bir cazibe merkezi değil mi? Gayrimenkulüyle, turizmiyle, finansal ve ticari merkez olma potansiyeliyle, dünyada yegane olan coğrafi konumuyla... Ve aklımıza gelmeyen başka birçok özelliğiyle. Kıtaların, saat dilimlerinin ve denizlerin kavşak noktasında binlerce yıllık geçmişe sahip, inci gibi bir şehre sahibiz. Sahibiz de, bu paha biçilmez varlığı her bakımdan perişan etmek için 15-20 yıldır elimizden geleni ardımıza koymamışız. Kaçak yapılaşmaya göz yumarak, hemşehricilik yapmayı "istanbullu olmaya" tercih ederek, oluşan rantın paylaşımını siyasetin merkezine oturtarak bu güzide şehri mahvetmişiz. Kural mı? Hangi kural? Kalabalık, tüm dünya metropollerinin gerçeğidir. Yani şehir, kalabalıkla özdeştir. Lakin, o kalabalığı oluşturan tüm bireyler, şehirde olmanın ve yaşamanın kurallarını bilir ve benimserler. "Kentli olmak" dan bahsediyorum kısacası. Ya İstanbul? Şehirli olmanın gereğini yapan, yani kurallara uygun yaşamaya çalışan az sayıda kentli insan, hiç bir kural tanımadan bu şehrin imkanlarını pervasızca tüketen yığınlar tarafından kuşatılmış vaziyette. Trafikte, toplu taşımada, pazarda, kuyrukta, hastanede bu kuralsızlığın her çeşidini gözlemlemek mümkün. Tapusuz ve ruhsatsız evini yıkmaya gelenlere "yerin sahibiymiş gibi" direnen, ana caddede dilediği yere arabasını park eden, kuyrukta beklerken "kaynak" yapmayı marifet sayan, emniyet şeridinden gitmeyi işbilirlik addeden milyonlarca insan tarafından kuşatılmış hissetmiyor musunuz kendinizi? İstanbul bir ülkenin sahip olabileceği her bakımdan en değerli varlık. Biz ise bu varlığın kıymetini bilmek bir yana, en basit şehir standardına bile ulaştıramıyoruz. "Ama Formula, Habitat , o kongre, bu zirve? Zaten gelen konuklar da hayran oluyor!" diyenler olabilir. Birkaç organizasyonla çağdaş kent olunmadığının herkes farkında. Hayran olanlar mı? Onlar burada yaşamıyor ki!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.