Karmaşanın siyasi bileşenleri

A -
A +

İki aydır devam eden "piyasa karambol" üne Merkez Bankası müdahil oldu. Spekülatif ataklarla başı dönenler "ne oluyoruz yahu?" sorusunu bırakıp "bakalım şimdi ne olacak?" demeye başladılar. Meseleyi götürüp "sadece küresel likidite daralmasına" bağlayanlar ile "siyasi risk faktörü"nü tek sorumlu olarak görenler aslında farkında olmadan bir ortak paydada birleşiyorlar: Yaşanan türbülans ekonominin temel parametrelerindeki bozulmadan kaynaklanmıyor. İster siyasi kafa karışıklığı, ister dünyada kısa vadeli paranın tedirginliği olsun, mesele sistemik bir riskten ziyade konjonktürel bir durumun neticesi. 2001 felaketiyle bugünün karmaşasını ayıran ana ve belirgin çizgi de bu zaten. Bütçe, mali disiplin, banka sistemi, kamu maliyesi... Her biri 2001'in tetikleyicilerinden olan bu listeyi uzatmak mümkün. Bugünün Türkiye'sinde -çok şükür- hiç birisi bir kriz habercisi olarak sırıtmıyor. Ancak bugün en büyük sorunumuz "algı kayması". Son 3 yılda bilhassa yabancıları en çok çeken unsur siyasi istikrar ve kararlı hükümet oldu. Son aylarda ise "sanki" siyasi bir kaos ülkeyi etkisi altına almış gibi bir hava -şu veya bu biçimde- oluştu. Dünyadaki türbülansın ülkemize etkisini ikiye katlayan da işte bu hava. Ön almak Ak Parti iktidarının siyasi gündemi yeniden eline alamaması durumunda bu algı kayması devam edecek gibi görünüyor. Cumhurbaşkanlığı ve erken seçim konularında "kararlı açıklamalar" yapmak yetmiyor. Proaktif bir adımla gündemi eline alacak açılımlar getirmeli Hükümet. Evet, bir bardak suda fırtına koparılıyor belki ama siyasi iradenin bu bardağı "kaos müteahhitlerinin" elinden alması gerekiyor. Aslında Türkiye'de bir siyasi istikrar problemi olmadığı, iktidarın seçmen desteğinin hala sürdüğü ne kadar anlatılırsa anlatılsın, "maksadı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek" olanlar velveleye ve kafa karıştırmaya devam edecekler. Önce şurada anlaşalım: Yaşanan piyasa karmaşasının birincil etkeni dış konjonktür değil, iç siyasete yönelik algı karışıklığıdır. Gerçeği yansıtmasa da "de facto" durum budur. Ve bu algılama değişmeden piyasalardaki patırtı da devam edecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.