Kentli gibi isteyip köylü gibi davranmak

Başlıktaki sözün telif hakkı bana ait değil. Pendik Belediye Başkanı Erol Kaya, büyük kentlerde yaşayan insanların davranış biçimlerini bu cümle ile tarif ediyor. El hak, doğru tarif ediyor. İstanbul'da yaşayan, hatta burada doğan, evi barkı, işi geleceği bu şehirde olan ama bir türlü kendini bu şehre ait hissetmeyen o kadar çok insan var ki! İstanbul onlar için bir yaşam alanı veya bir gelecek tasavvurundan ziyade, nemalanacak, sömürülecek, tüketilecek namütenahi bir kaynak... Dolayısıyla da, var güçleriyle tüketmeye, kullanmaya uğraşıyorlar şehri. Dünyanın tüm metropolleri göç alırlar. Hele gelişmiş ülke şehirlerine başka ülke ve milletlerden de bir akım vardır. New York'da sekseni aşkın ülkeden yüzbinlerce insan yaşar. Berlin, Londra hakeza öyle... Kendi adetlerini, dillerini, dinlerini de beraberlerinde getirirler üstelik. Ancak, geldikleri şehrin bir "kent kültürü" vardır ve bu üst kültürle mutlaka uyumlaşmak zorunda hissederler kendilerini. Şehir aldığı göçlerle kimlik ve nitelik değiştirmez, metamorfoza uğramaz; aksine şehre gelenler kent kültürüne doğru "gelişirler". O sayededir ki, yetmişiki milletten kalabalığına rağmen N.York N.York'dur, Londra da Londra... Törpü "Şehri Törpüleyen Hemşehri Dernekleri" diyor Erol Kaya. Bir de öneri getiriyor: "Filan yerliler" derneği yerine "filan yer asıllı İstanbullular" dernekleri olsun. İnsanlar filan yerli olmakla değil, İstanbullu olmakla övünsünler... Ki, İstanbullu olmanın şuuruyla kente, yerel yönetime sahip çıksınlar. Pendik yirmi beş yıl önceye kadar İstanbul'un sayfiyesi iken bugün yarım milyonluk nüfusuyla, modern yaşam alanlarıyla bir kent haline gelmişse, sakinlerinin de bu kentin bilincinde olduklarını görmek istiyor Başkan. Belediye denildiğinde akla gelen temizlik, asfalt, zabıta üçlemesinin ötesine geçip kent kültüründen, hayat tarzından, yerel bilinçten bahseden bir yerel yönetici ile karşılaşmak umut veriyor insana. Yaşam kalitesine dair güzel umutlar... Pendik, İstanbul'un banliyösü olan bir ilçenin, varoş girdabına düşmeden, gettolaşmadan kentleşmesinin çarpıcı bir örneği olarak yanıbaşımızda duruyor. Kendisini İstanbullu hissedenler, şehirde yaşayan ve "şehirli" olanlar için...