Yıllardır iki tarafın "müzakere ediyormuş gibi yaptıkları", esasında ise birçok kişinin çözümsüzlükte varlık sebebini bulduğu "kronik millî dava" Kıbrıs, bu defa çözüm yoluna giriyor gibi. Amerika'nın bu noktada aktif olarak devrede olduğu görülüyor. 2004 sonunda başkanlık seçimleri var biliyorsunuz ve Bush, Kıbrıs'ı çözerek seçim kampanyasında önemli bir koz yakalamayı düşünüyor olabilir. İşin o tarafı bizi ilgilendirmez tabii. Ancak Başbakan Erdoğan'ın hafta sonunda yaptığı açıklamada BM Genel Sekreteri'nin öne sürdüğü şartları kabul edebiliriz mealindeki açıklama, Türk tarafının masaya bu sefer gerçekten çözümü müzakere etmek için oturacağını gösteriyor. Kofi Annan, tarafları müzakere için Şubat ayında New York'a davet etti bile. Gerçi, baş müzakereci görevini uhdesinde tutan Denktaş, N.York buluşmasında sadece Genel Sekreterin şartlarının öğrenileceğini söylüyor ama tahminimce o tarihte müzakereler başlayacaktır. Zira Annan, 20 Nisan'ı ada halkı için referandum tarihi olarak ilan etti bile. Aksi halde plan rafa kalkabilir. Bunu ise ne Türk tarafı, ne de Rum tarafı göze alamayacaktır. Her iki tarafta da ayak sürüyenler olacaktır. Bizim tarafta "uruma güvenilmez", diğer tarafta "turkoya güvenilmez" diyenler olacaktır. Her devirde, her ülkede global dinamikleri kavrayamayan, zihni tarihin bir devresinde takılıp kalan, reel politik ile hamaseti birbirine karıştıranlar olacaktır. Ancak her iki tarafta da mantıkla hareket eden pragmatik insanlar var ve manivela "şimdilik" onlardan tarafa kaymış görünüyor. Umarım süreç böyle devam eder ve yılların meselesi çözüme kavuşur. Enflasyon ve faiz Türkiye'nin iki büyük derdinde işler yolunda gidiyor gibi. Enflasyonun düşüşe devam etmesi iyiye işaret. TEFE'deki nisbi yükseliş, kış şartlarının getirdiği tarım fiyatlarındaki artışın etkisinde görünüyor. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, tüketici fiyatlarında, talep azlığından kaynaklanan bir baskı sözkonusu. Yani ekonomik iyileşme nihai tüketiciye halen sirayet etmiş değil. Hükümetin buna biraz kafa yoruyor olması gerekir. Merkez Bankası ise faizi zamanında düşürdü. Her zamanki gibi geç kaldığını iddia edenler olacaktır. Türkiye gibi ülkelerde Merkez Bankaları her zaman temkinli olmak durumundadırlar.