AB'ye uyum sürecindeki her türlü demokratik ve siyasi kriterin uygulanmasına "bizim şartlarımız farklıdır" diyerek karşı çıkanların, seçimden koalisyon çıkarsa istikrar alt üst olur diyenlere AB ülkelerini örnek göstermelerine hayret ediyorum. O ülkeler koalisyonla da pekala idare ediliyorlar, zira demokratik altyapıları ve parlamenter sistemleri tartışılmayacak kadar sağlam. O ülkelerde "siyasi iktidar-devlet iktidarı" gibi garabet ayrımlar yapılmıyor. O ülkelerin seçim sonuçları dışında bir "B planı" olmuyor. Oysa Türkiye'nin geçmişi, ülkeyi kaosa sürükleyen koalisyon kabuslarıyla dolu. İstanbul Ticaret Odası, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne değin ülkenin büyüme performansını analiz eden bir rapor yayınladı. Rapor, koalisyonların bu ülkeye sadece ekonomik olarak kaybettirdiğini net biçimde ortaya koyuyor. Rasyonel "Koalisyon dönemlerindeki rakamlara bakınca, ekonominin perişan olduğu ortaya çıkıyor". İTO Başkanı Murat Yalçıntaş'ın yorumu net: "Koalisyon da olur mesajları ekonomik açıdan anlamsız". Parlamenter sistemde, tabii ki birden çok siyasi partinin hükümet kurması mümkündür. Ama on yılda bir zedelenen bir sistemin, statüko tarafından daraltılan bir siyasetin ürettiği koalisyonlar, ne yazık ki bu ülkenin geçmişte de kabusu oldular, şimdi de... Türkiye'nin inanılmaz derecede kötü yönetildiği 90'lı yıllar hepimizin hafızasında. Ekonominin tarumar edildiği, kamu maliyesinin yerlerde süründüğü bu dönemde hep koalisyonlarca yönetildik. Mevcut iktidarın ekonomik performansını "ne var ki canım, IMF programını uyguladılar" diye küçümseyenler, koalisyon treniyle son sürat duvara tosladığımız 2001'de de IMF istikrar programının yürürlükte olduğunu hatırlıyorlardır sanırım. Evet, bizde de AB ülkeleri gibi koalisyonlar olabilir ama, biz de o ülkelerdeki demokrasi ve özgürlük kalitesine ulaştıktan, parlamenter sisteme onlar kadar saygınlık kazandırdıktan sonra...