Korkmak bir özgüven eksikliği midir?

A -
A +

Ben kati surette öyle olduğuna inanıyorum. Bahsettiğim, fareden veya karanlıktan korkmak değil; mevhum düşmanlardan, her daim beklenen tehlikelerden korkmaktan bahsediyorum. Daha derinlerden gelen, yıllarca belletilen ezberlerden kaynaklanan korkular. Eksik eğitimden, eksik sosyalleşmeden, kentlileşememekten kaynaklanan bir evham hali. Hayatını, algılarını, reflekslerini hep bu korku haline göre düzenleyen, dolayısıyla hep birşeyleri koruma ve tepki duyma üzerine davranış geliştiren insanlarda ciddi bir özgüven eksikliği olduğunu düşünüyorum. Sadece kendi ufuksuz dünyalarında yaşasalar, gölgeleriyle kavga etseler mesele yok ama bürokrasiden medyaya, iş hayatından ekonomiye birçok sahada mebzul miktarda varlar maalesef. Sürekli birşeylere itiraz eder, "büyük tehlikelerin (!) nasıl yakınımızda olduğunu", "her tarafımızı düşmanlarca sarıldığını!" anlatır vaziyetteler. Müsamaha ve itidal'i va'z eden bir inanca ve bunları devlet şiarı haline getiren bir büyük imparatorluk geleneğine mensup olduğumuzu unutup, falana taş atarak, filana bağırarak "vatan savunduklarını" zanneden müzmin reaksiyonerler belki sayıca çok değiller.Lakin çıkardıkları gürültü yeterince baş ağrıtıyor. Bir gün Lozan'da yürüyüşteler,diğer gün bir konferansa gidenlere yumurta atıyorlar, başka gün bir fotoğraf sergisini basıp "vatanı kurtarıyorlar." Falan ne der? Bu ülkeyi sevmek, bağırmak, yumurta atmak, "düşmanlar her yeri sarıyor" paranoyası yaşamak değildir. Üretmek, çalışmak, vergi vermek, kanunlara uygun yaşamaktır. Başkasının hakkına ve hürriyetine şartsız olarak saygı duymaktır. Bazılarına naÔf gelebilir ama, otoyolda emniyet şeridinden gitmemek, torpil yapmamak, rüşvet vermemek, yere çöp atmamaktır. Aslolan "bağıran, öfkelenen, saldıran vatanseverlik" değil, "medeni yaşayan ve davranan vatandaşlık"tır. Bu ülke eğer özgür, müreffeh ve demokratik bir vatan olacaksa, başkaları istediği veya ayıpladığı için değil, biz istediğimiz ve hak ettiğimiz için olacaktır. Ve olmalıdır da. Zira özgürlükler yabancı gözlemciler için değil, bu ülkenin insanları, yani bizler içindir. Ben ülkemi seviyorum, ülkeme ve insanlarına güveniyorum. Tavsiye ederim, siz de sevin ve güvenin. Türkiye geleceğini korku ve tepki ile değil, özgürlük ve güven ile inşa edecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.