Kötümserlik iş yapar

Geçen gün gelen bir okuyucu mesajı beni hep "iyimser" olmakla suçluyor ve okuyanların benim "iyimserliğime" kapılıp(!) yatırım yapmaları halinde uğrayacakları zararların hesabını soruyordu. Bir an düşündüm ve etrafa baktım: Ekonomik ve siyasi her gelişmenin arkasında bir "çapanoğlu" arayan, "bakmayın herşeyin iyi göründüğüne, her an kriz gelebilir" diyen yorumcuların cazibe endeksi hep yukarıda seyrediyor. Yani kötümser yorumun müşterisi daha fazla. Son 15 yılını krizlerin kucağında geçiren ahali, paranoid ruh haletinden çıkamıyor bir türlü. Galiba, "her an birşeyler ters gidebilir" diye endişe etmekten gizli bir zevk de alıyor... Güven duygusu bu ölçüde zedelenmiş bir toplumun, "işler iyi gitmiyor ey millet" diyen yorumlara teveccüh etmesi bu açıdan anlayışla karşılanabilir belki. Tornistan Diyelim ki 2007 yılına geldik ve işler "hâlâ" iyi gitmekte. 5 yıldır işlerin iyiye gitmediğini yazmakta olan "kötümser" yorumcumuz şunu rahatlıkla söyleyebilir. "İktisadi görünüm temkinli olmayı gerektiriyordu. Ben insanlara tedbirli davranmalarını söyledim. İşler konjonktür sayesinde iyiye gitti." Yani kötümserliği yüzünden hiçbir zaman itham edilmeyeceğini bilir. Ama gelişmelere pozitif taraftan bakan ve "daha iyimser" yorumlayan, hep risk altındadır. Biraz dalgalanma veya tersine gidiş olduğunda suçlanacak ve hırpalanacak adamdır. Kötümserin, "ben demiştim" diyebilmesi için namütenahi kredisi vardır. İyimser, işler hep olumlu seyretse bile "ben demiştim" diyemez, dese de aldıran olmaz. Hasılı kelam, endişe ve karamsarlığın müşterisi her zaman vardır ve tolerans alanı da geniştir. Ümitvar yorumlar ise, -ayakları ne kadar yere basarsa bassın- her an "çok pembe olmakla" suçlanabilirler; tolerans alanları ise neredeyse hiç yoktur. Yine de sevgili dostlar, bu ülkenin geleceğine biraz da ümitle bakmaya ihtiyacı var. Yeter ki hayalci olmayalım.