Pazar günü kriz ideologlarından laflamıştık, hatırlarsanız. Dünya piyasalarındaki çöküş o kadar derin ve tahminlerin o kadar fevkinde ki, sebep-sonuç ilişkisini rasyonel biçimde izah etmek ekonomistler için bir hayli güç... Bir kısım yorumcunun, olan-bitenle alakalı "felsefi açılımlar" yapması biraz da buna bağlanabilir. Le Monde gazetesi Aristo'yu "metaforik olarak" Wall Street'e götürüp borsacılarla konuşturuyor, Financial Times'ın "Undercover Economist-Gizli Ekonomist"i sokaklar ve metro istasyonlarında reel ekonominin ipuçlarını arıyor... Bu zamanda iktisatçı olmak zor zanaat... Beşerî bir sistem olan serbest piyasa kapitalizmini "kusursuz işleyen bir sistem" olarak kabul eden bir liberal iktisatçının, çökmekte olan finansal yapıyı sebep-sonuç paradigması içine yerleştirmesi o kadar zor ki... Tıpkı eski FED Başkanı Alan Greenspan gibi... *** Piyasa liberalizminin "akil adamı", finans dünyasının "The God-tanrı" lakabını verdiği Greenspan, "serbest piyasanın temel taşlarından biri kırıldı ve ben bunun nasıl olduğunu hâlâ anlayabilmiş değilim" dedi. "Piyasa kendi işini kendi halleder" sözüyle, risk değerlemesi ve fiyatlandırmada piyasalara tam güven duyduğunu geçmişte defalarca anlatan yaşlı kurt, yalın ama çok önemli ve çok "insani" bir unsuru göz ardı etmişti: İhtiras ve kazanç hırsının tetiklediği ölçüsüzlük... "Emek-sermaye-üretim" arasındaki değer paylaşım düzeninin doğal seyrini reddeden "kâr, hep kâr, daha çok kar" tutkusu, bugün yaşanan "parasal felaketin" ana müsebbibi aslında... Serbest piyasa, emek ile sermayenin, üretim ile tüketimin, arz ile talebin "müdahale olmaksızın" karşılaşmasının ve "iktisadi değerin" serbestçe oluşmasının adıdır. Doymak bilmeyen ihtirasın ve ölçüsüz risklerin arenası olan bir piyasa, serbest olmaktan ziyade "vahşi ve kontrolsüz"dür. Greenspan'in ıskaladığı "yakıcı" ayrıntı bu olsa gerek...