Geçen salı akşamı Koç Finansal Hizmetler CEO'su Kemal Kaya Bey ve Şirketin CEO'su Federico Gihizzoni'nin ev sahipliğini yaptığı bir akşam yemeğinde bir araya geldik. Toplantının amacı Koç ailesine 28 Eylül 2005 tarihi itibariyle katılan Yapı Kredi Bankası ve iştiraklerinin yeni dönemdeki çalışmalarıydı. Öncelikle gelinen nokta, sürecin işleyişi ve gelecek vizyonlarını sohbet ortamında paylaşma imkanı bulduk. Kemal bey Yapı Kredi Bankası'nın alınmasına kadar gelinen süreci kısaca şöyle özetledi: Koç Gurubu olarak 2000 yılında finansal hizmetler konusunda büyüme planları yapmışlar. Bu amaca uygun olarak 2001 yılında Koç Finansal Hizmetler'i kurarak finansal hizmetleri tek çatı altında toparlamışlar. Kurulan şirketin iki önemli stratejisi varmış. Birincisi konusunda uzman bir yabancı şirketle stratejik ortaklık kurmak. Ekim 2002 yılında İtalyan UniCredit şirketiyle % 50 - 50 ortaklık gerçekleşmiş. Zoru başardık İkinci stratejileri olan banka satın alma işlemi vardı. Alınabilecek bankalar listesinin başında Yapı Kredi Bankası vardı. Son yıllarda Çukurova Gurubu Pamukbank'la başlayan sıkıntılı süreç yaşarken Koç Yapı Kredi'yi yakından takip ediyordu. Ocak 2005 tarihinde resmi görüşmeler başladı. 15-16 gün sonra 31 Ocak 2005 tarihinde hisse devir anlaşması imzalandı. Koç gurubu, TMSF, BDDK ve Çukurova Grubu arasında yapıcı görüşmelerin sonunda Mayıs 2005 tarihinde nihai anlaşma sağlandı. 28 Eylül 2005 tarihinde Türk bankacılığı adına çok kolay olmayan bir işi başararak hisse devir işlemleri tamamlanmış oldu. Bu tarihten önce Türk bankaları yurt dışından libor artı 0.85 faizle kredi bulurken 28 Eylül'den sonraki süreçte Türk bankacılık sektörüne olan güvenin artması sayesinde daha ucuz krediler alınmaya başlandı. Şu sıralarda libor artı 0.60'a kadar gelindi. Önümüzdeki günlerde ise 9 aylık bilanço çıkacak. Bilançoyla birlikte yeni dönemdeki strateji de açıklanacak. Kemal Bey, basın toplantısıyla bu stratejiyi açıklayacaklarını belirtiyor. İsim konusu ise 2005'in sonuna kadar belli olacak. Koyun can, kasap et derdinde iken... Çünkü 2000-2001 yıllarında ülkenin bankacılık sektöründeki krizleri hepimiz hatırlıyoruz. Koyunun can derdine düştüğü dönemde finansal sektörde büyemenin planlarını yapmak cesaret isterdi. Aslında bu cesaretten çok o günlerde yaşananları iyi tahlil edip gelecekte neler olabileceğini tahmin edebilme becerisi. İşte bu beceriye sahip olanlar hedeflerine ulaşıyorlar.