Mahalli seçim erkene alınır mı?

Türkiye'de siyasi paradigmanın ve pozisyonların hızlı ve ilginç değişimler gösterdiği bir sürece girdik. Düşünün ki, iktidar partisinin sözcüsü -10 yılda ilk defa- İçişleri Bakanı'nı keskin ifadelerle eleştiriyor, '28 Şubat soruşturması sonuna kadar gitmeli' diyen Başbakan birkaç hafta sonra 'soruşturma dalgaları ülkeyi boğar' diyor,Uludere faciası için Cumhurbaşkanından 'yetkim olsa Devlet Denetleme Kurulu'nu devreye sokardım' açıklaması geliyor. Yeni anayasanın yapılması ve -bir bakıma onun türevi olan- başkanlık sistemi, paradigmayı değiştirebilecek büyüklükte mevzular... Cumhurbaşkanlığı seçimi, eğer AYM'den iptal gelmezse 2014'te yapılacak. Aynı yıl mahalli seçimler var. C.Başkanlığı -muhtemelen başkanlık- seçiminde, aday olması halinde Erdoğan'ın % 50 oy alması gerekiyor. Bu oyun tamamına yakınının AK Parti oyu olacağı aşikâr... Takvime göre mahalli seçimler C.Başkanlığı seçiminden 3-4 ay önce... Yani ilk seçimdeki oy oranının etkisi veya rüzgarıyla-cumhurbaşkanı/başkan seçilecek. BGC Başekonomisti Özgür Altuğ, bu varsayımdan yola çıkarak 'Mahalli seçimler erkene alınabilir' diyor, yazdığı raporda... (*) Bunu da ilginç bir ekonomik gerekçeye bağlıyor: İşsizlik oranındaki değişim... Aşağıdaki grafikte bariz biçimde görüldüğü gibi, işsizlik oranı ile AK Parti'nin oy oranı arasında şaşırtıcı bir korelasyon var. 2009'da ekonomi daralıp işsizlik yükseliyor; o yılki seçimde oy oranı % 39'a geriliyor. 2011'de büyüme hızla büyüyor, işszlik tek haneye geriliyor; AK Parti % 50'yi yakalıyor. Özgür Altuğ, bu 'oran analizi'nden yola çıkarak AK Parti'nin işsizliğin en aza ineceği bir döneme mahalli seçimleri taşıyabileceğini söylüyor. Tahmini Eylül 2013; takvimden 6 ay erken yani... Zira Eylül, mevsimsel olarak işsizliğin en az olduğu ay... Ekonomiyi ilgilendiren bir tahmini daha var BGC başekonomistinin... Hükümetin, cari açığı ve enflasyonu düşürmek için uyguladığı 'ekonomiyi yavaşlatma' stratejisine uzun süre devam etmeyeceğini, yani ayağını frenden kaldıracağını söylüyor. Gelişmiş ülkelerin iktisadi büyüme için paket üstüne paket tartıştıkları bir dönemde, Türkiye 'sırf cari açık paranoyasından' dolayı büyümesini frenlemeye çalışıyor. 50 trilyon dolarlık bir küresel ekonomide yılda 70-80 milyar dolarlık bir açığın finansmanından korkup büyümekten vazgeçmenin çok da akıl işi olmadığını söyleyen çok kişi vardı zaten... Görünen o ki, siyaset de aynı şeyi söyleyecek. ..... (*): Impact of shifting election dates-Özgür Altuğ - BGC Partners.