Mali Kural'ın formülü

Yabancılar bizim ekonomiye bizden daha fazla güvenir oldular. Sanayi Bakanı Nihat Ergün "Mali Kural kriterleri değişmez değil, tartışmalıyız" deyince, yerli ekonomistler, yatırımcılar "tamam, ekonomi rayından çıkar, bütçe kevgire döner" diye ağıtlar düzmeye başladılar. Yabancılar ise, "Mali Kural gecikmese iyi olur ama biz Türkiye'ye bakışımızı Mali Kural'a göre oluşturmadık" dediler. Mali Kural önemsiz demek istemiyorum. Dünya ekonomisinin bu denli oynak ve istikrarsız olduğu bir dönemde, kamu maliyesinin, bütçe açığını, büyümesini yasal olarak kritere bağlaması önemli ve gerekli... Ama Mali Kural gecikecek diye ortalığı velveleye vermenin de âlemi yok. Kaldı ki, gecikmeden, kriterleri biraz esnetilerek bu yıl Meclis'ten geçebilir de... Öyle de olsa, böyle de olsa, kamu ekonomisinde hiçbir şeyi takıntı ve tabu haline getirmemek lazım... *** IMF'de de aynı şey olmuştu. Stand-by'ın imzalanmamasını dünyanın sonu zannedenler vardı. Sonrasını ise biliyorsunuz. Sanayi Bakanı Nihat Ergün'e ateş püskürenler, Bakan'ın ne dediğine tam olarak kulak vemiyorlar. "Mali Kural çıksın ama formülünü tartışalım; bütçe açığı illa ki yüzde 1 olmak zorunda değil" diyor Bakan... Yani Mali Kural yüzde 1 yerine yüzde 2 veya 3 bütçe açığı ile yine yasalaşsın diyor. Maastricht'e göre bütçe açığı zaten yüzde 3 olmalı değil mi? O halde "vay seçim ekonomisi uygulanacak, vay hükümet harcayacak, savuracak" yorumlarının rasyonel bir tarafı var mı? *** Mali Kural'ın hazırlık ve yasalaşma sürecini tenkit edebiliriz. Hükümet üyelerinin tümünün mutabık olmadığı bir formülün ve kriterin açıklanmaması gerekirdi. Ama süreç aksak olsa da başlamış. Sanayi Bakanı da, kriz sonrasında bu kadar sıkı mali politikaların toparlanmayı geciktirebileceğini düşünerek, "kriterin gevşetilmesi gerekir" demiş. Şimdi top, yani açıklama sırası Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'da... Mali Kural'ın patronu o... Velvele yapmadan, coşmadan sayın Babacan'ın diyeceklerini bekleyelim.