Malumu ilam (*)

A -
A +

Asgari ücret ve emekli maaşlarında bütçede öngörülenden fazla artış yapıldığında, oluşan ek harcamanın kaynağı gündeme gelmişti. Biraz da seçim yatırımı intibası vermişti bu ücret ayarlamaları. Ortada yürütülen bir istikrar programı olduğu ve programın ana kuralı "kaynaksız harcama yok" şeklinde özetlenebileceği için, herkesin gözü ek kaynak paketine çevrildi. Kabul edelim ki o tarihte bu artışlar açıklanırken hükümet karşılığın nereden sağlanacağını belirlememişti. Yani hesaplı, planlı bir uygulama değil, "re'sen" verilen bir talimat vardı ortada. Halbuki diğer yanda da Faiz Dışı Fazla, bütçe açığı hedefi gibi "kırmızı çizgiler" vardı ve IMF de uzaktan "hayrola? " diyordu. Üstelik bu kırmızı çizgiler Türkiye'nin "pembeleşen" diğer çizgileri gibi değildi, ihlal edilince ekonomide alarm zilleri çalıyordu. O halde ek harcamanın kaynağı, "gerçekçi biçimde" ortaya konulmalıydı. Hükümet, "kamu harcamalarında tasarruf" diyordu kaynak için ama IMF tatmin olmadı. Gelir artışı, yani "KİT ürünlerinin fiyatına ve vergiye zam" istedi. Başbakan Erdoğan tepkisini gösterdi: "Başkaları istedi diye zam yapmayız." Ama zammı isteyen başkaları değil bütçe dengeleri ve ekonomi gerekleri idi. Emekli maaş artışları açıklandığında yazdığım yazıları hatırlıyorsunuz. "Sosyal denge önemli ama, kaynaksız harcama hepimizin kucağına fiyat ve vergi zammı bırakır" demiştim. Tahmin değil, sadece "olanı bilmek"ti benim yaptığım. Nitekim, Hükümetin hazırladığı kaynak paketinde akaryakıtta ÖTV artışı, doğalgaz ve elektrik zammı gibi alternatifler yer alıyor. Başbakan da Siirt'te sinyalleri vermişti zaten. Kim hatalı? Tabii ki hiç kimse değil. Sadece gerçekçi olabilmek konusunda bazen hızlı davranamıyoruz. Ücret artışları yapılırken, "Ey vatandaş, emekliye ve işçiye enflasyonun üstünde zam vereceğiz; ama bunun karşılığı bütçede yok, o yüzden vergi ve fiyatları biraz arttıracağız" denilebilse, belki insanlar olanı biteni daha rahat anlayabilecekler. Ekonomik program iyi gidiyor aslında. Lakin programın gereklerini ve sonucunda millet olarak elde edeceğimiz faydaları bazen anlamakta, bazen anlatmakta zorluk çekiyoruz. Anlamayı ve anlatmayı başarsak, "tam mutabakat halini" sağlayacağız herhalde. (*): Bilineni bilmek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.