Merhamet

A -
A +

Mübarek Ramazan ayındayız. Sükûnetin kavgaya, güler yüzün öfkeye galebe çalması gereken bir ayda... Ama yanı başımızda da uzaklarda da acının en şiddetli, zulmün en vahşi, yokluğun en sarsıcı halleri yaşanıyor. Somali'de en mutlak haliyle açlık... Suriye'de ise en yakıcı haliyle zulüm... Modern zamanların 'müreffeh ve konforlu' makyajını bir çırpıda akıtıveren 'yalın' hakikatler... İnsanoğlu'nun 'nefsinin ve hırsının esiri olduğunda' merhametten yoksun bir yaratığa dönüşebileceğinin açık örnekleri... Afrika'nın tamamını yıllardır kavuran açlığın bitmesi için gereken para, dünyanın silaha harcadığı paranın yüzde biri bile değil... Savaş makinelerine oluk gibi para akıtan devletler bir araya gelip dünyada açlıktan kırılan on milyonlarca insanı besleyemiyorlar. Bir savaş uçağının bedeli ile 100 milyon Afrikalı çocuk sıtma aşısı olarak ölümden kurtulabilir. Modernite insanoğluna maddi refahı, her türlü konforu, bilimsel ilerlemeyi, tıpta son teknolojiyi, iletişimi verdi. Karşılığında ise ikame edilemeyen bir şeyi aldı: Merhamet... Bugün her türlü imkâna ve zenginliğe sahip olan, dünyanın en ücra köşesindeki bir felakete birkaç saat içinde erişebilecek donanımdaki devletler, eğer birkaç milyon Afrikalı çocuğun açlık ve hastalıktan, yüz binlerce Suriyelinin ise zulümden ölmesine çare olmuyorsa noksan olan imkân değil merhamettir. Ama savaşları 'küresel ekonominin canlandırıcısı' olarak tarif eden ve 'ABD'nin en büyük ihraç malı ordusudur' diyerek Türkiye'ye de aynısını tavsiye eden analistlerin olduğu bir dünyada merhametin karşılığı yok ki! Belediye ve iftar Belediye'lerin iftar çadırları halisane niyetlerle başlamıştı. Fukara'ya, iftara yetişemeyenlere iki kap sıcak yemek idi maksat.. Lakin bir süre sonra üç kuruş hayır yapıp davul zurna ile ilan edenlerin sponsor olduğu çadırlar yüzünden işin suyu çıktı. Şimdi de belediyelerin halk iftarı dedikleri sokak iftarları var. İlçelerde ana caddeler bir gün önceden trafiğe kapatılıyor ve binlerce kişinin aynı anda iftar edeceği dev sofralar kuruluyor. Amaç ve niyet yine halis belki... Ancak büyük şehirlerde ilçe nüfusları birkaç yüz binden başladığı için bu sokak iftarları 'sokak hengamesine' dönüyor. Kapatılan caddeler yüzünden trafik felç, -mesela- 20 bin kişi için planlanmış iftara 40 bin kişi geldiği için insanlar yer ve yemek yarışına giriyorlar. Haliyle ne iftarın uhrevi havası kalıyor, ne ikramın nezaheti... Büyükşehirlerdeki belediyeler kalabalık kitlesel etkinlikleri seviyorlar, orası aşikâr... Festival, konser, piknik vs... Gerçi onlar da bir hengame ama, iftarı bu işlerin dışında tutsalar iyi olmaz mı? Yardım Somali'deki facia'ya Türkiye toplumu ilgisiz kalmıyor. Birçok STK seferber olmuş durumda. İkisini sizinle paylaşayım: İHH: AFRİKA yazıp 3072'ye, Diyanet: AFRİKA yazıp 5601'e gönderebilirsiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.