Merkez Bankası faizi doğru kullanıyor mu?

Mayıs-Haziran türbülansı para piyasalarını karıştırıp kur-faiz-enflasyon üçlüsünü zıplatınca, Merkez Bankası önce yumuşak, bilahare de sert biçimde iki defa faiz silahını çekmişti. Ve 18 ayda kademe kademe yaptığı faiz indirimini bir kalemde silip atmak zorunda kalmıştı. Zira enflasyon tekrar başını kaldırmaya başlamıştı. Ağustos enflasyon oranları, faiz silahının enflasyonun gözünü "şimdilik" korkuttuğunu gösterdi. En azından artış eğilimi durdu ve 2007 hedeflerine yönelik beklentiler "kısmen de olsa" iyileşti. Ancak, her müdahalenin bir yan etkisi olduğu gibi, faiz artırımı da geride "bir hayli yüksek" bir reel faiz ve sıcak para için yeniden cazip bir ortam bıraktı. Kısa vadede piyasanın gazını alsa da, yüksek reel faiz ortamının, ekonominin genel dengeleri ve selameti açısından "sürdürülemez" olduğunu, daha doğrusu sürdürülmemesi gerektiğini hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla, Merkez Bankası, para politikası gereği, öncelikli hedefi olan "enflasyonu düşürmek" doğrultusunda doğru olanı yaptı. Ancak faizin, enflayondaki "aşağı trend" ile birlikte inişe geçmesi orta vadeli menfaatlerimiz açısından çok önemli. > Üç yıl Türkiye'de, Merkez Bankası eliyle ve Hükümet'in iradesiyle uygulanan enflasyon hedeflemesi, 3 yılı hedefleyen bir stratejiyi kapsıyor. Halihazırda birinci yıldayız. İlk yılın hedefi, "bir hayli" sapmış olmakla birlikte, geride kalan iki yılın sonunda hedef aralıkta kalınabilirse, strateji başarılı oldu diyebiliriz. Bu açıdan, MB'nın faiz aletini, "yüksekti-düşüktü" demeden tereddütsüz kullanmasının makul sebepleri var. Gelen son enflasyon verileri de bunu teyit eder mahiyette. Ancak, 2007 ve 2008 enflasyon hedefleri, MB'nın ilan ettiği oranlar olacaksa, mevcut faiz oranlarıyla inanılmaz reel faizler ortaya çıkıyor. Yıl sonunda enflasyon tek hanede kalırsa, 2007 başından itibaren, faiz indirimlerini "ummak" yerinde olacaktır diye düşünüyorum. Türkiye'nin "yüksek reel faiz-düşük kur" tanımlı bir "sıcak para vahası" olmaması, daha önemlisi bütçenin faiz giderinin "belimizi büker" duruma gelmemesi gerekiyor.