Salı günü cari açığın "şipşak çözüm"lerle halledilmeyecek kadar yapısal ve çok boyutlu olduğundan bahsetmiştik. Oradan devam edelim isterseniz. Ödemeler dengesi açığının ana sebebi dış ticaret açığı; yani ithalat ile ihracat arasındaki negatif fark... Yılın ilk 6 ayında en büyük dış ticaret açığı 16 milyarla buradan geliyor. Enerjide ithalata bağımlılığın önüne "enerji tüketmeyerek" geçemeyeceğimize göre, tek bir yol var: Ülkenin kendi enerji kaynaklarını mobilize etmek, rüzgar, su gibi temiz enerji kaynaklarını devreye sokmak. İlk defa bir hükümet, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için alternatif enerji projelerini hayata geçiriyor. *** Toplam enerji tüketimi içinde yerli üretimin payı arttıkça, enerji ithalatının dış ticaret açığına etkisi de azalacaktır. İşte bu, cari açığı azaltacak kalıcı bir tedbirdir. Turizm gelirlerini ele alın. Tamam, Türkiye turizmde büyük mesafe katetti. Ama bu kadar uzun sahil şeridi ve 2500 yıllık tarihi olan bir coğrafyaya yılda ancak 23 milyon turistin gelmesi, üstelik kişi başı turizm gelirinin 1000 dolar bile olmaması bize ülkenin gideceği daha çok mesafe olduğunu gösteriyor. Benzer ülkeler bizimkinin 2 katı turist çekiyor ve kişi başı harcama daha fazla. O halde, doğru yapısal düzenleme ve teşvikle bu gelirin 2-3 yılda iki katına çıkması pekâlâ mümkün. İşte cari açığı kalıcı ve büyük miktarda azaltacak bir diğer çözüm. *** Bu çözümlerin yanına, mali disiplinin sürdürülmesi halinde azalacak ülke riskinin yurt dışı kredilerin faiz yükünü azaltmasını, verilecek teşvik ve sağlanacak cazip ortamın mevcut yabancı yatırımın kârlarını transfer etmekten vazgeçirip ülke içinde bırakmasını da ekleyebiliriz. O halde, "şu karar alınsın cari açık düşsün" kolaycılığını bırakıp, kalıcı ve iyileştirici etkileri 2-3 yılda ve tedricen görülecek "yapısal" tedbirlere kafa yormak lazım. Eleştireceksek de bu tedbirler bir an evvel alınmadığı için eleştirelim.