Mikrokredi

A -
A +

Dünya'daki en temel problem yoksulluk. Gelir dağılımında giderek artan adaletsizlik, fakirliği devasa bir sosyal problem olarak büyütüyor. Terör buradan besleniyor. Dünya ekonomisini tehdit eden durgunluktan kurtulmak için bile fakirliğin azaltılması gerektiği konusundaki düşünce kuvvetleniyor. Türkiye'nin de en temel iki problemi fakirlik ve işsizlik. İkisi de ülkemize kan kaybettiriyor. AK Parti iktidarı, birinci hedef olarak ortaya koyduğu fakirlikle mücadele konusunda fazla bir şey yapamadı. Ekonomik mecburiyetler, hükümetin hareket alanını daraltan ve hepimizin malumu olan statik yapılar, hükümete bu konuda acziyet getirdi. İki gün boyunca İstanbul'da yapılan bir konferansta da fakirlik konuşuldu. Konferansın ana fikri, fakir fertlere iş yapma ve değer üretme imkanı veren bir finansman destek sistemi idi. Mikrokredi ismi verilen ve fakirliğin azaltılmasını hedefleyen pratik bir uygulamanın esasları iki gün boyunca konuşuldu. ğ Fakire iş kredisi Bangladeş'te 25 yıl önce başlatılan ve halen birçok ülkede uygulanan bu sistemde amaç en fakiri bulup, ona yapabileceği bir iş için küçük bir kredi desteği sağlamak. Desteği sağlayacak olan da banka şeklinde teşkil edilen bir fon havuzu. Bu havuz gönüllü katılımcılar ve şirketler tarafından oluşturulabildiği gibi, herhangi bir şirket sermaye koyup bu amaca yönelik banka da kurabiliyor. Mikrokredi bankaları, ticari bankalar gibi BDDK gözetiminde kurulacak ve mevduat toplayabilecek. Ancak, topladığı mevduatı ve sermayesini sadece, belirlenmiş kriterlerde fakir insanlara, iş kurmak veya mevcut işini harekete geçirmek amacıyla kredi olarak verecek. Bu uygulamaya Diyarbakır'da pilot olarak başlanmış durumda. Mikrokredi bankaları sahibine makul bir para kazandırırken, diğer taraftan da sosyal bir sorumluluk yerine getirilmiş olacak. Sistem esasen, gelir adaletsizliğini, tersine fon akışı oluşturarak gidermeyi amaçlıyor. ğ Gelir adaleti çok önemli Türkiye fakirlik ve işsizliğe çok acil çözüm bulmak zorunda. Ekonomik iyileşme de, refah toplumu da buradan geçiyor. Ülke ekonomisini sadece rakamlar ve parametrelerle ölçmeye kalkarsak adaletsiz gelir dağılımını, refah uçurumunu göremeyiz. Türkiye'de yüzbinlerce insan günde 1 doların altında gıda harcaması yapabiliyor. Kişi başı milli gelir 3000 dolara yakın ama milyonlarca insan bunun beşte birini bile elde edemiyor. Dengesizliği giderecek, toplumun en altındaki milyonları ekonomik hayata katacak, biraz olsun üretecek ve tüketecek bir seviyeye çıkaracak her model ve çözümü de ciddiyetle ele almalıyız. Mikrokredi buna güzel bir başlangıç olabilir gibi geldi bana. Umarım, ülkedeki yoz ekonomik yapı bunun suyunu çıkarmaz da gerçekten fakirlere bir çözüm olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.