Müdahale iptilası

A -
A +

Zihni yapıdan mı, genetik kodlardan mı, yoksa ilkokuldan itibaren öyle şekillendirildiğinden mi bilmiyorum ama, her işte, her aksaklıkta veya pürüzde hep birilerinin çıkıp müdahale etmesini bekliyor yurdum insanı. Misal, dövizde hızlı bir yükseliş oluyor, "müdahale edilmeli!" deniyor. Döviz kuru düşük seyrediyor, bu defa da başkaları "dövize müdahale!" diye çığırıyor. Yahu dalgalı kur sisteminde kur seviyesine müdahale edilmez, arz ve talep ile fiyat dengesini bulur diyoruz ama nafile... Başka bir misal, bir sektörde hammadde veya üretim maliyetlerinde hızlı bir artış oldu diyelim. Hemen sesler yükseliyor: Devlet bu duruma müdahale etmeli! İyi ama serbest piyasa derken, fiyatların serbestçe oluşması gerekirken, bu müdahale isteğini ne ile izah edeceğiz ? Olsun, devlet müdahale etsin ! Siyasi tarafta da farklı değil durum. Kafasına dört defa tokmak yemiş bir demokrasiye sahip ülkede, hala demokrasi dışı müdahalelerden medet umanlar yok mu? AB eşiğinde demokrasi adına utanılacak bir durum ama, maalesef böyle... Şifre: İstikrar Türkiye'nin önü ekonomik olarak hiç bu kadar açık olmamıştı. Türkiye demokratik ve özgür bir toplum yapısına hiç bu kadar yakın olmamıştı. Türkiye uluslararası gelişmiş toplumun bir parçası olmaya hiç bu kadar yaklaşmamıştı. 2001 felaketinin ardından yakalanan bu trendin arkasında yapısal bozukluklarından kurtulan bir ekonomi ile, 10 yılın sonunda yakalanan tek parti iktidarının istikrarı var. Eğer geleceğin bizler ve çocuklarımız için müreffeh, özgür ve aydınlık olmasını istiyorsak, bu trende sahip çıkmalıyız. Yani ekonominin kendi dinamikleri ve dengeleri içinde, siyasetin de kendi demokratik teamül ve süreci içinde devam etmesini dilemeliyiz. Türkiye, yapısal bozukluklar, iktisadi ve siyasi müdahaleler yüzünden yıllarını heba etti. Yaşadığımız kürede herşey hızla ve geri dönüşsüz olarak değişirken, bizler geçmişin paradigmalarına takılıp kalmamalıyız. Zihinlerimizi "seksenini çoktan devirmiş" eski siyasetçilerin sözleri değil, demokrasinin vizyonu şekilllendirmeli. Ve çözümleri müdahalelerde değil, hayatın tabii seyri içinde aramalıyız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.