Biteviye bir gerginlik haline duçar vaziyetteyiz. İnsanlar siyasi veya iktisadi sebeplerle ayrışmışlar, birbirlerine kahredici biçimde bakıyorlar. Saçma sapan gerekçelerle vahşice cinayetler işleniyor. Trafikte yumruklu bıçaklı kavgalar çıkıyor. Futbol maçlarında taraftarlar birbirlerine "ölümüne" girişiyorlar. Neredeyse bir cinnet hali... Oysa inandığımız din de, mensup olduğumuz kültür de itidali, diğergamlığı, güleryüzü öğretmedi mi bizlere? Kalıba değil kalbe önem veren, kul hakkını, yani insan haklarını herşeyin önüne koyan bir inanç sisteminden hiç mi nasiplenmedi bu toplum? Bu ve benzeri düşünceler zihnimde uçuşurken bir broşür geldi postadan. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz'in güzel ahlakından örnekler veriyor. TİMAV Vakfı tarafından hazırlanmış. Birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum: - Peygamberimiz, kimseye karşı kaba davranmaz ve kaba davranılmasından hoşlanmazdı. Kimseyi mahcup etmezdi. - Kimseyi kandırmaz, verdiği sözde mutlaka dururdu. Adildi, insaftan ayrılmazdı. - Yetimlere, kimsesizlere şefkat kanatlarını gererdi, yaşlılara hürmet ederdi. - Fakir ve zenginlere eşit muamele etmekle kalmaz, fakirlere fakirliğin acılarını unutturacak biçimde muamele eder, hal ve hatırlarını sorardı. - Mütevazı ve alçak gönüllüydü. Kendi işini kendi görür, kimseye yük olmak istemezdi. - Hiçbir canlıya eziyet edilmemesi hakkında kesin emirleri vardı. - Toplum içindeki farklı sınıfları, aynı hizada eşitlikle birleştirirdi. - Başkalarının yanında kendisine üstünlük verecek bir tarzda oturmazdı. - Kendisine yapılan ikramı küçümsemez,yapılan iyiliği asla unutmaz, mukabele ederdi. Yüce Peygamberimiz, "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" diyerek, "güzel ahlak" tarifi altında toplanan tüm vasıfları mükemmelen taşırdı. Sevgiyi, yumuşaklığı, müsamahayı, cömertliği, kul hakkına riayeti tam ve eksiksiz biçimde yaşayarak tüm inananlara örnek oldu. Mükemmel bir dinin mensupları olarak, Yüce Peygamberimiz'in ahlakı ile ahlaklanmayı başardığımızda, hem sosyal barışı, hem iç huzurunu mutlaka yakalarız. Yeter ki inancımızın doğrularını hakkıyla idrak edelim.