Namütenahi güven olur mu?

A -
A +

Dünyevi hiçbir mevzuda, sınırsız güven sağlamak mümkün değildir. O halde, güvenin kıymetini hem alan, hem veren çok iyi bilmelidir, değil mi?.. Haberlere bakarsanız IMF, Stand-by'ın gecikmesine, teşvik yasasındaki popülist ve bütçe zedeleyici hususlara rağmen, piyasaların neredeyse tepkisiz kalmasına hayret etmiş. Öyle ya, genel geçer kabule göre geciken, üstelik IMF ile zıtlaşarak geciken bir stand-by, ekonominin çalkalanması için yeter de artar bile... Yani eskiden yeter de artardı. Peki neden tedirginlik de, dalgalanma da çok sınırlı kaldı?.. Haddinden fazla iyimser mi herkes? On beş senede üç defa tepetekla olmuş bir ekonominin aktörlerinin fazla iyimser olamayacağı aşikar. O halde nedir bunun sebebi? Güven duygusu galiba... Devamlılık Ekonominin iki yılda gösterdiği performans ve bilhassa enflasyonun "hakikaten" düştüğünün görülmesi, bu güvenin tesisinde temel etkenler. Bir de Hükümetin mali disipline ve bu mealde IMF ile olan anlaşmalara samimi olarak riayet etmesi de önemli bir faktör oldu. İnsanlar bu hükümetin zoru görünce popülizme kaymayacağına, yani bütçenin dibine darı ekmeyeceğine nihayet itimat ettiler. İktidar, "güven sermayesini" pekiştirdi. Ancak, hazıra dağ dayanmaz misali, güveni de sermayeden tüketmeye başlarlarsa iyi olmaz. Şimdilik öyle bir tehlike görünmüyor. Ancak, iktidar erozyonu, etrafı kuşatan "hınk deyiciler", vs. derken Hükümet sistemik yanlışlara kayabilir. Yani Türkiye'nin on yılına mal olan "yozlaşmış sistemin" yanlışlarına... Sözün özü, erken seçim söylentisi, geciken stand-by veya popülist teşvik yasası ekonomiyi tedirgin etmiyor diye beşlik simit gibi yayılmamak lazım. Piyasa bu, ürktüğü anda ne yapacağı belli olmaz. Reform yasaları ve stand-by konusunda artık gecikmesek, hatta acele etsek hiç de fena olmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.