Ne isteyeceğini bilmeyen insanlar ülkesi

A -
A +

Demokratik sistem, insanların kendilerini yönetenleri seçtiği, dolayısıyla yönetim sürecine katıldığı bir düzeni ifade eder. Seçmen olarak demokratik sürece katılanlar, talepleri ve beklentileri doğrultusunda oy vererek kendi yöneticilerini seçerler. Gelişmiş demokrasilerde, yurttaşlar, oy verdikleri idarecilerin performans ve çalışmalarını, kendi talepleri doğrultusunda gözlemler ve değerlendirirler. Ama her şeyden önce, kendilerinden oy talep eden insanlardan neler isteyebileceklerini bilirler. Tabii oy talep edenler de, talip oldukları görevi aldıklarında, seçmenlere neler sağlayabileceklerini bilir ve onu vaad ederler. Şimdi bu kadar laftan sonra, gelelim sadede. Yerel seçimler dolayısıyla ortaya binlerce aday döküldü. TV'lerde de, seçmenler, seçecekleri yerel yöneticilerden istek ve beklentilerini dile getiriyorlar. Ancak bir "kakafoni" ki sormayın gitsin. Seçilecek olanlar mahalli yöneticiler, yani belediye başkanları. Vatandaşa soruluyor: Seçilecek belediye başkanından ne istiyorsunuz? Cevaplar evlere şenlik. Hayat pahalılığının azaltılmasını isteyen, iş isteyen insanlar. Mahalli seçimin anlamını ve seçecekleri yöneticinin görev ve yetkilerinin ne olacağını bilmeyen insanlar, yani seçmenler. Demokrasi şeklen işler vaziyette ülkemizde. Peki aynı şeyi demokratik bilinç ve katılım anlamında söylemek mümkün mü ? İfade aczi Sokak röportajlarında dikkatimi çeken bir diğer konu ise insanların düşündüklerini ifade edebilme sıkıntıları. Vatandaş fikrini veya talebini kelimelere döküp anlatamıyor. Tam bir tıkanıklık hali. Mikrofona konuşuyor insanlar, ama kurdukları cümlelerden isteklerini veya ne düşündüklerini anlamanın imkanı yok. Açık- seçik konuşan, ne düşündüğünü net ve anlaşılır olarak ifade edebilen kişi sayısı o kadar az ki. Televizyonlarda, sorulana cevap vermek için anlaşılmaz cümleler kuran, kıvranan insanları gördükçe, eğitim sistemimizi bir kez daha minnetle ! anmak geliyor içimden. Türkiye sayısal anlamda büyüyor ama kalitatif (niteliksel) olarak nereye gidiyoruz diye düşünmüyor değilim. Mehmet Altan'ın kulakları çınlasın: Yurdum insanı yerelleşemiyor ama köylülükten şehirli uygarlığa da bir türlü atlayamıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.