Valilik izin vermedi. BDP yapacağız dedi. Diyarbakır harp meydanına döndü. Çatışmayı varlık sebebi gören BDP, yeni çatışma ve kışkırtmalar için istismar heybesine bir hayli malzeme doldurdu. Barış için yeniden ümit yeşertmeye çalışanların gayretleri ortadayken, Leyla Zana -kendi siyasi tabanıyla ters düşme riskini göze alarak- inisiyatifini almışken, Kürt aydınları bu inisiyatifi cesaretle desteklerken, BDP'nin 'illa çatışacağız' tavrı ile mi barış gelecek? Demokratik hak, Silvan'da 13 askerin şehit olduğu ve o tarihteki barış görüşmelerini bitiren PKK baskınının yıl dönümünde miting yapmak için ısrar etmek midir? BDP barışın taşıyıcısı olamayacağını, daha doğrusu kalıcı ve uygulanabilir bir barışa hevesli olmadığını bir kere daha gösterdi. Polis müdahalesinin sertliğini, ortaya çıkan feci görüntüleri eleştirelim, lakin BDP'nin siyaset yapma biçiminin demokratik siyaset ile bağdaşıp bağdaşmadığını da lütfen bir kez daha düşünelim. Okyanus pasaportu ister misiniz? Dünyanın % 71'i suyla kaplı ve bu suların % 97'si deniz ve okyanuslardan oluşuyor. Peki okyanusların yüzde 65'inin hiçbir ülkeye ait olmadığını biliyor musunuz? 'Bütün dünyanın ortak mülkü olan' uluslararası denizleri korumak için bir proje başlatılmış:TerraMar.. Latince dünya anlamına gelen Terra ile deniz anlamına gelen Mar kelimelerinden oluşan bu sivil inisiyatif, başvuranlara sembolik bir 'pasaport' da veriyor. Böylece TerraMar vatandaşı oluyorsunuz. www.theterramarproject.org sitesine girip pasaport alırken, okyanusların dünya'ya yağan yağmurun % 98'ini, soluduğumuz oksijenin yarısını ürettiğini, atmosferdeki karbonun 1/4'ünü emdiğini, yaklaşık 3 milyar kişinin beslenmesini sağladığını da öğreniyorsunuz. Anayasaya kuyruk Bir güzel ve ilginç sivil inisiyatif de bizim ülkemizden... Eylemleriyle bu ülkede birçok siyasi ezberi bozan ve insanları fark etmeye, sorgulamaya 'kışkırtan' Genç Siviller, bu defa siyasi olmayan ama yine vicdani bir eylem başlattı. Aslında eylemden çok bir oluşum diyelim: Hayvan Partisi... Kendi manifestolarında 'Amacımız, insan merkezli işleyen dünyada unuttuğumuz, görmezden geldiğimiz, zarar verdiğimiz diğer canlıları gündeme taşımak' diyorlar. 'Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü' sözünün sadece insanları değil bütün canlıları kapsadığını düşünüyorlar. Yeni anayasada hayvan haklarının da adil ve vicdanlı biçimde yer almasını savunuyorlar. Mottoları ise 'bu anayasaya bir kuyruk lazım.' Yollardaki uyarı levhalarının 'dikkat geyik çıkabilir' yerine 'dikkat geyiklerin yaşam alanından geçiyorsunuz' şeklinde değiştirildiği bir ülke hayal ediyorlar. Hayvanın da partisi mi olurmuş diyenlerden değilseniz www.hayvanpartisi.org'u tıklayın ve 'Aaiii!' başlıklı manifestolarına bir göz atmanızı tavsiye ederim.