Kuş gribi velvelesi, biraz yoğunluk kaybetse de, "güzide basınımızın katkılarıyla" devam ediyor. Konu önemli; zira insan sağlığı ve hayatı üzerinde etkili. Önemli zira 3 milyar dolarlık bir sektörü ve üreticisiyle satıcısıyla yüzbinlerce kişinin ekonomik geleceğini ilgilendiriyor. Önemli zira milyonlarca dargelirli insanın protein kaynağı olan beyaz et ve yumurta tüketimini ilgilendiriyor. Yani, herhangi bir hayvancılık hastalığı gibi etki ve ilgi düzeyi lokal bir problem değil. Hastalığın insanda görüldüğünden itibaren geçen üç hafta boyunca ortalık toz duman oldu ve panik dalga dalga yayıldı. Sansasyonel habercilik adına iyi bir "damar" bulan medya da konuya bodoslama girince insanlar, evlerindeki muhabbet kuşundan yedikleri börekteki yumurtaya kadar herşeyden şüphelenir hale geldiler. Halka gösterilen zaviyeden bakıldığında Hükümet müdahalede yetersiz kalmış, gecikmiş, kısacası çuvallamıştı. Hatta birkaç bakanın "kellesi alınmalıydı". Koparılan yaygaranın sosyal ve ekonomik boyutları ile kaç milyon kişinin hayatını zehir ettiği -her zamanki gibi- hiç düşünülmedi. Tedbir-panik Beri tarafta ise uluslararası kuruluşların aksi yönde açıklamaları vardı . Dünya Sağlık Örgütü (WHO) -ki bu konudaki en yetkin kurum- devletin, sorun ortaya çıktığındaki refleksinin iyi olduğunu, alınan tedbirleri de yeterli gördüklerini söylüyordu. Ortada bir salgın olmadığını, -bizim gazetecilerin ısrarlarına rağmen- Türkiye'ye seyahat açısından da bir engel bulunmadığını belirtiyordu. WHO'nın sözleri -en yetkin kurum olmasına rağmen- sansasyonel malzeme içermediği için pek medyatik bulunmadı. Bilahare Dünya Bankası da Hükümet'in kuş gribi mücadelesinde doğru adımlar attığını söyledi. AB'den de benzer açıklamalar geldi. İçeride esen panik havasına ve medyanın haberlerine bakınca "durum çok vahim, salgın her yerde" umutsuzluğuna kapılmak ve Hükümeti "beceriksizlikle" suçlamak işten bile değil. Uluslararası kurumlara kulak verince ise, sorunun ciddi olduğunu ama kitlesel bir saldın olmadığını, Hükümetin alınan tedbirler ve uygulamalar noktasında başarılı olduğunu söylemek mümkün. Kuş gribinin "medyatik" ve "kurumsal" yansımaları arasındaki bariz çelişki benim kafamı karıştırdı. Ya sizinkini?