Neden aklımızdakini başkasına söyletiriz?

Niyet okuma, satır arası okuma denildi mi yurdum insanının takdir edilecek bir kabiliyeti var. Bürokrat bir şey mi söyledi? Aslında şunu kastetmiştir veya bunu ima etmiştir. Veya filan sinyali vermiştir! Merkez Bankası'nın yeni başkanı dün ilk konuşmasını yaptı ya... Kur lobisine bakarsanız, dövizin fiyatını yavaş yavaş yukarı çekeceğinin sinyalini verdi yeni başkan. Satır aralarında bunu okumuş bizim "TL aşırı değerli kardeşim!"ciler. Durmuş Yılmaz'ın konuşmasını ben de dinledim. Anladığım şu oldu: Mevcut para politikası aynen devam edecek ve kura herhangi bir müdahale olmayacak. Yani dalgalı kur sistemi sürdürülecek. Çok açık ve net değil mi? Merkez Bankası, asli görevi olan fiyat istikrarını sağlamaya devam edecek. Bu politikasında da araç olarak kur yerine faizi kullanmaya devam edecek. Başkan Yılmaz'ın açıklaması çok anlaşılır ve net mesajlar içeriyor. Kaldı ki, şu ana kadar sürdürülen para politikasının altında da, kurul üyesi olarak kendi imzası var. Netice ortada iken... MB'nin en çok suçlandığı konu faizi yüksek tutmak. Hedef enflasyona göre reel faizin bir miktar yüksek kaldığı doğru. Ama son üç ayın küresel piyasa hareketleri ve iç siyasetin "harmanlanma" çalışmaları risk algılamasının ne kadar hızlı değişebildiğini, dolayısıyla temkinin önemini bir kere daha hatırlattı bize. ABD faizinin yüzde 5'i geçtiği, petrol fiyatının rekor üstüne rekor kırdığı, burnumuzun dibinde savaş çığlıklarının atıldığı bir dönemde, faizin nispeten yüksek olması bir emniyet subabı gibidir. Üstelik içeride hükümetin elini zayıflatmak için sürdürülen "çok yönlü girişimler" de cabası. MB, uzun soluklu düşünüyor ve "bugünün beyliği beyliktir" demeden serinkanlı kararlar alıyor. Yeni başkanla birlikte politika değişikliği umanları hayal kırıklığı bekliyor. Hele "kur yaygaracıları" ümitlerini bir başka bahara taşıyacaklar. Türkiye, son dönemdeki ekonomik başarısının temel araçlarından birisi olan para politikasından vazgeçmeyecek, geçmemeli de...