Nema problema

A -
A +

Devletin biz vatandaşları "tasarrufa teşvik ve alıştırma" gayesiyle ücretlerimizden kestiği ve bizim adımıza kasasında biriktirip değerlendirdiği fonlarla birlikte "nema" kelimesi hususi bir anlam kazandı. Nema'nın sözlük anlamı "getiri, kazanç" demek. Teorik olarak devlet, bizlerden kesinti yoluyla topladığı "tasarrufu teşvik" fonlarını işletip getiri (nema) elde etmiş, bunu da hak sahiplerine dağıtıyor. Ama dibi delik devlet Hazinesinde para durmadığı için, toplanan bu fon, biriktirilip işletilmesi şöyle dursun, anaparalar dahi buhar olmuş. İşin doğrusu, vatandaşına "zorla" tasarruf yaptıran devletimiz, kendi savurganlığı yüzünden fonda biriken paraları bütçe açığının finansmanında kullanmış. Deniz Gökçe Hoca'nın tabiriyle "nemalar deve olmuş." 1988'de başlayıp 2000 yılına kadar ücretlerden kesilen tasarrufu teşvik fonunun sergüzeşti böyle. 12 yıl boyunca "tasarrufa teşvik edilen" ücretliler, 2000 yılından itibaren bu kesintiden kurtuldular. Bu defa da, toplanan paraların nasıl geri ödeneceği konuşulmaya başlandı. Yıllarca maaşlarından kesilen paraları ve "elde edildiği söylenen" nemalarını talep etti insanlar. Devlet ise yan çizdi, işi yokuşa sürdü, hesapların karıştığından bahsetti. Hiçbir siyasi ve bürokrat "baklayı ağzından çıkaramadı"; fonun devletin açıklarına gittiğini, yani fiilen böyle bir para olmadığını söyleyemedi. Ortada bir para yoktu ama kayıtlarda devlet borçlu, vatandaş alacaklı görünüyordu. Ak Parti hükümeti, birçok kara delik gibi, bunu da kucağında buldu. "Şöyle veya böyle olmuş ama, bu devletin borcudur" deyip, kayden var ama fiilen yok olan para için kaynak bulmaya uğraştı. Geçen yıl anapara ve şimdi nema ödemelerine böyle gelindi. Halen nemasını alan herkesin kafası karışık. Kimse "gerçekte" anaparasının ne olduğunu, nemasının ne kadar olduğunu bilmiyor. Yani alacaklı alacağını bilmiyor, borçlu ne verirse ona razı olmak durumunda. Ziraat Bankası ödemeleri yapıyor ama, kimse kendi nema hesabını göremiyor. Maliye Bakanı, geçen sene alınan anaparanın yüzde 80'i kadar ilk nema alınacağını söyledi ama bu oran herkeste tutmuyor. Bankadan hesap dökümü alınması neredeyse imkansız. Yani insanlar aldıkları parayı "ne kurtarsak kârdır" mantığıyla sineye çekiyorlar, içlerinde bir burukluk da hissederek. Devlet ile vatandaşın alışverişinin bu minvalde olması ne acı değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.