Siz bu yazıyı okurken Türkiye-Almanya maçı çoktan bitmiş olacak. Sevinmiş veya üzülmüş olacağız. Maç boyunca heyecanlandık, kızdık, beğendik vs... Futbol bunun için eğlenceli, cazip... Lakin, futbol taraftarlığını fanatizmin de ötesine taşıyıp, bir kimlik aidiyeti, hatta saplantı haline getirenler işin tadını kaçırıyor. Staddaki holiganizmden bahsetmiyorum. Tuttuğu takım için 'her şeyini' feda etmekten bahseden, hayatı, hedefi, amacı tuttuğu takımdan ibaretmiş gibi davranan insanlar... Sayılarının ne kadar çok olduğunu, Fenerbahçe'nin şike suçlamasıyla karşılaşmasından sonra fark ettim. On binlerce insan... İş sahibi, aile sahibi, günlük hayatında makul ve medeni insanlar... Kendilerini paralarcasına isyan eden, tuttukları takım için her şeylerini feda edebileceklerinden bahseden, ceplerindeki paraları takımlarına destek için boşaltan insanlar... Futbola uzak biri değilim. Maça da giderim, takım da tutarım. Oğluma Beşiktaş armalı bir top veya kendime atkı alacağım zaman kulübün lisanslı ürününü tercih ederim. Lakin kulübe destek olacağım diye cebimdeki bütün parayı dökmem. Kulübe sahip çıkacağım diye ikişer üçer dergi almam, başkalarına forma satmaya çalışmam. Bunların saçma ve gereksiz bir aidiyet gösterisi olduğunu düşünürüm. FB taraftarları vecd içerisinde takımlarına maddi destek sağlamak için yarışıyorlar. Maaşımın yarısını Fenerium'a verdim diyen mi ararsınız, beş tane maç bileti alıp dağıtanı mı... Peki kulübe maddi destek ne için? Filan futbolcu milyonlarca liralık transfer parasını alsın, falan futbolcu 500 bin dolarlık arabaya binip milyon dolarlık villada otursun diye... Fedakâr taraftarlar ne için fedakârlık yaptıklarını bir de bu açıdan düşünseler keşke... Anne Başbakan Erdoğan'ın annesi dün vefat etti. Dünyadaki en yalın, en sahici ilişkidir anne-evlat ilişkisi... Evlat kim olursa, ne olursa olsun anne için sadece evlattır. Konumu, parası, unvanı, gücü yaşı değildir o ilişkiyi belirleyen... Evlattır o sadece... O evlat aynı zamanda her şeydir, hayatının merkezidir anne için... Bir hatıra okumuştum rahmetli Özal ile annesi rahmetli Hafize Hanım hakkında... Özal cumhurbaşkanı iken maiyeti ile annesini evinde ziyarete gitmiş. Annesi -bir sebepten- Özal'a bir hayli sitem etmiş, hafif tertip fırçalamış. Fırça faslı uzayınca Özal maiyetindekileri işaret ederek usulca 'anne ben cumhurbaşkanıyım' demiş. 'Başkalarının yanında biraz ayıp olmuyor mu' anlamında... Hafize Hanım sesini yükseltmiş: 'Cumhurbaşkanı da olsan benim oğlumsun!' Tenzile Erdoğan'a Allah'tan rahmet diliyorum.