O kafa

Yılların Gazetecisi Rauf Tamer'e ait bir tabirdir "o kafa". Ülkenin başına tebelleş olan bir zihniyeti tanımlar. Baraj mı yapılacak, "o kafa" itirazdadır. Köprü mü yapılacak, "o kafa" harcanacak paranın israf olduğunu iddia etmektedir. Özelleştirme mi yapılacak, "o kafa" "vatan malını peşkeş çekemezsiniz" diyerek ortalığa dökülmektedir. Ülkede bir nebze olsun özgürlük alanları mı genişlemektedir, "o kafa" iç ve dış düşmana karşı teyakkuzdadır. Hasılı kelam havadan nem kapan, herşeyin altında çapanoğlu arayan, yapmamaya da yaptırmamaya da azimli bir zihniyetin ortak adıdır "o kafa". Bundan 12 sene önce, stratejik önem diyerek Telekom'un 25 milyar dolara özelleştirilmesine itiraz eden ve durduran zihniyet bugün Erdemir'in, Tüpraş'ın özelleştirilmesine karşı çıkıyor. Gerekçe aynı: Stratejik önem ve devlet malı. Satarım-Sattırmam Köprü gelir ortaklığı senetlerini satacağını söyleyen Rahmetli Özal'ın vizyoner duruşu ile onun karşısına "kimin malını kime satıyorsun" diyerek çıkan Necdet Calp'ın "kutsal devlet"çi duruşunu hatırlayanlarınız vardır. Aradan tam 22 sene geçti ama o zihniyet, hiç merak buyurmayın, tüm heybetiyle yerinde duruyor. O 22 sene boyunca demirperdeler, duvarlar, Çin sedleri yıkıldı ama, bizim "kutsal devleti ekonomik işgalcilere karşı koruyan o kafa" sapasağlam yerinde. Özgürleşmek mi? Aman bizden uzak olsun! Demokratik haklar mı? Aman bize bulaşmasın. Özelleştirme mi? Aman bize teğet geçsin! Sebep mi? Statüko değişmesin, kurulu düzenler bozulmasın, rahatlar kaçmasın... Bakmayın siz "stratejik önem, ekonomik işgal" teranelerine. Maksat, manivela el değiştirmesin... Bu ülkenin geleceği korkuyla ve koruma güdüsüyle değil, güvenle ve gelişim duygusuyla inşa edilecektir. Dileyelim ki hırs ve kifayetsizlik sarmalı Türkiye'nin önünü tıkamasın. Vatanı sevmek, öncelike o vatanın insanına güvenmekle başlar.