Devrim niteliğinde bir kanun taslağı sessiz sedasız gelip gündemin ortasına oturdu: Kamu Yönetimi Reformu. Herşeyiyle Ankara'ya göbekten ve kafadan bağlı olan Türk kamu idare aygıtını yeniden tanımlayan çok önemli bir düzenleme. IMF'nin yapısal kriterlerinde yer alan "Kamu Mali Yönetimi Reformu" değil sözkonusu olan ama, Devletin mali kaynak ve harcamalarının faydalı şekilde idare edilmesinin yolunu açabilecek bir altyapı değişikliği. Reformun mimarı, alanında çok değerli bir akademisyen olan Prof. Dr. Ömer Dinçer. Aynı zamanda Başbakanlık Müsteşarı. Haliyle müşavereden öte icra noktasında da etkin bir konumda. Çok yerinde bir tespitle Türk devlet bürokrasisinin şişmanlık (obezite) hastalığına duçar olduğunu söylüyor. El hak doğru. Ticaretle, sanayi ile uğraşıp veya vergi verip de yolu devlet ile kesiştiği için Ankara'da koşturmayan kaç kişi vardır ki. Devletin taşradaki teşkilatları hep "Ankara"dan gelmesi gereken "onay"ları veya "tahsisat"ları beklemekle ömür tüketirler. Osmanlı bürokrasisinden beri Merkez taşraya kuşku ile bakmıştır Türkiye'de. Sadece denetlemiş ve merkezin otoritesine tabii kılmaya çalışmıştır. Devlet hiçbir yetkisini -bilhassa parasal yetkileri- taşra ile paylaşmak istememiştir. Ancak, rahmetli Özal, koyu merkeziyetçi yapıyı, belediyelere biraz mali özerklik vererek delmeye muvaffak olmuştur. Kendi kendine yeten, mütevazi kasaba ve esnaf ekonomisinden, girişimci ve rekabetçi üretim toplumuna geçiş ile birlikte, merkezin denetimindeki taşra, bedene çok dar gelmeye başlamış durumda. Hasretiyle yanıp tutuştuğumuz "yabancı sermaye", Türkiye'ye gelmeme sebeplerini anlatırken, ilk iki sırayı "siyasi istikrarsızlık" ve "hantal ve girift bürokrasi" alıyor. Yeni reform tasarısı, iyi uygulandığı takdirde, Türkiye'deki yönetim erkini çok daha etkin hale getirecektir. Yönetimin yerelleşmesi hem katılımcı demokrasi açısından, hem de liberal ekonominin gerekleri sebebiyle çok fayda sağlayacaktır. Müsteşar Dinçer, ilk aşamada 500 trilyon TL yıllık tasarruftan bahsediyor. Karar mekanizmalarının hızlanması, ara kademelerin ortadan kalkması ve kaynakların yerel otoritelerce kullanılması, ekonomik fayda olarak çok daha fazlasını sağlayacaktır. Reform tasarısı beni çok umutlandırdı. Umarım, uygulama safhasında bürokratik egemenler tarafından engellenmez.