Önce enflasyon... Lütfen!

A -
A +

Merkez Bankası'nın Mayıs raporu artan taleple birlikte fiyatlarda enflasyonist baskının da arttığını belirtiyor. Kamudaki fiyat artışları da baskı meydana getiren diğer bir unsur. Enflasyon grafiğinin biraz olsun başını aşağıya eğdiği şu dönemde ekonomiyi yönetenlerin çok dikkatli ve itidalli davranmaları lazım. Enflasyon ülkemizin iktisadını, refahını, sosyal dokusunu, velhasıl herşeyini bozan müzmin bir illet. Bu illet yakamızdan düşmeden kalıcı büyüme, müreffeh hayat, gelir dağılımında adalet hep hayal olarak kalır. Bunu böyle bilimemiz gerekir. Enflasyonun sürekli olarak düşük seyredeceği bir ortamı sağlamadan, elde ettiğimiz ekonomik başarılar ile hiç avunmayalım, zira bu başarıların hepsi bir süre sonra buhar oluyor. Psikolojik unsur Merkez Bankası her ay şirketlere bir beklenti anketi yollar ve önümüzdeki üç aylık, yıllık dönemlerdeki enflasyon ve faiz beklenitlerini sorar. Bu anket neden önemlidir? Şirketler ürettikleri mal ve hizmetlerin fiyatlarını ayarlarken, bekledikleri enflasyon oranını da dikkate alırlar. Amaç sermayelerini korumaktır. Haliyle de, şirketlerin enflasyon beklentisi, bir bakıma gerçekleşecek enflasyona temel teşkil eder. Psikolojik unsur bu sebepten önemlidir. Eğer ülkedeki insanlar, işadamıyla , tüccarıyla, esnafıyla hatta tüketicisiyle enflayonun düşmekte olduğuna inanırlarsa, illetten kurtuluş daha kolaylaşacaktır. Nasıl sağlanır bu inanç ? Öncelikle siyasi iradenin enflasyonla mücadele yönünde çok kararlı bir duruş sergilemesi gerekir. Ancak duruş yetmez. İcraatlarının da aynı istikamette olması gerekir ki dediği ile yaptığı birbirini tutsun. Hükümet bir yandan enflasyon ile mücadele birinci sıradadır derken, hükümetin bakanı piyasaya likidite enjekte edip, piyasayı canlandırmaktan bahsederse, işadamı,tüccar o hükümetin enflasyon mücadelesi hakkında tereddüde düşer. Beklentilerini de ona göre şekillendirir. Merkez'den dövize sürpriz müdahale Bir süredir, günlük döviz ihaleleri yoluyla piyasadan döviz satın alarak TL veren Merkez Bankası dün öğleden sonra piyasadan 100 milyon USD doğrudan alım yaptı. Gerekçe olarak da kurlardaki aşırı oynaklığı öne sürdü. Aynı saatlerde S.Serdengeçti de bir panelde , Ağustos sonuna kadar 1,8 milyar USD döviz alacaklarını belirtti. Bu müdahale gösteriyor ki, MB her ne kadar kur üzerinde belirleyici rol oynamak istemiyorsa da, fiyatın daha çok aşağı düşmesine de müsaade etmeyecek. Bu nisbi tavır değişikliğinde siyasilerin M.Bankası üzerinde yoğunlaştırdıkları psikolojik baskının da etkisi olabilir. Diğer bir ifade ile Merkez, kurlardaki düşüşün ve TL'nin değerlenmesinin müsebbibi olarak görülmek ve suçlanmak istemediği için, program dışına çıkıp doğrudan müdahale yapmış olabilir. Döviz fiyatlarında alt çizgi çizildi gibi görünüyor. Son dakika : Cumhurbaşkanı İş Kanunu'nu onayladı. Hükûmetin programı açısından olumlu bir gelişme. Piyasaların iyi karşılayacağını umuyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.