Otoriter demokrasi

A -
A +

Avrupa Birliği Komisyonu temsilcisi H.J.Kretschmer, Türkiye'deki siyasi sistemi bu ifade ile tanımlıyor. Salı günü, TSKB konferans salonunda, SİSAV ve TAP Vakfı tarafından düzenlenen, Yaşar Yaşer'in yönettiği bir toplantıda Kretschmer'i dinleme imkanı buldum. Büyükelçi, AB bürokrasisinin bakış açısını ve Türkiye'nin üyelik perspektifini net ifadelerle özetledi. Üye olacak bir ülkenin, hukuksal, zihinsel ve işlevsel olarak özgürlükleri hazmetmesi gerektiğini vurguladı. İfade, inanç ve kültürel özgürlükler, günümüzde gelişmenin motor gücü artık. Esasen iktisadi işbirliği için kurulmuş Avrupa Birliği'nin, artık demokratik siyasi kriterleri ekonomik kriterlerin önüne almasında da bu gerçeğin payı var. Türk insanı AB üyeliğini maddi refahının artmasının yolu olarak görüyor. Halbuki bu bir sivilleşme, özgürleşme ve demokratikleşme projesi. Büyükelçi, Türkiye'nin batı normlarındaki demokratik değerlere yakın olan yegane müslüman ülke olduğunu söylüyor. Ama siyasi sistemimizi "otoriter demokrasi" şeklinde tarif ediyor. Halbuki batıda ülkelerin "liberal demokrasi" ile yönetildiğini belirtiyor. Özgürlüğün kalitesi Bilhassa ulusalcı aydın zümrede, "Türkiye'ye özgü şartlar" gerekçe gösterilerek, komşularımızın tehdidinden bahsederek, demokratik özgürlüklerin "lüzumu kadar!" kısılması gerektiğine inanılır. AB normlarındaki liberal yapı, bize lüks gelir, hatta tehlikelidir onlara göre. Kretschmer ise, üyelik şartlarının evrensel olduğunu söylerken, aslında Türkiye'nin AB üyeliğinin, çağdaşlaşma çabasıyla eşanlamlı olduğunu da hatırlattı bizlere. Parlamenter demokraside kurumların görevleri ve sorumlulukları bellidir. Büyükelçi, özellikle askeri ve sivil (seçilmiş) otorite arasındaki ilişkilerin çağdaş demokratik normlara göre tanımlanmasının önemini vurguladı. Şunu kabul etmeliyiz ki, Avrupa penceresinden bakıldığında Türkiye'nin devlet yönetim yapısı, özgürlükler açısından istenen kalitede değil henüz. Kalitenin yükselmesinin AB'ye değil bize faydası var. "Bize özgü demokrasi, bize göre üyelik, gerektiği kadar özgürlük" diye bir kavram yok AB'nin kitabında. Büyükelçi liberal-otoriter demokrasi çelişkisine vurgu yaparken buna dikkat çekmek istedi belki de.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.